Diyarbakır Tabipler Odası Başkanı Mehmet Şerif Demir; “Diyarbakır’da hastaneye getirilirken tutuklu ve hükümlülerin itilip kakılmasının kabul edilir bir tarafı yok. Uzun süreli açlık grevleri sonrasında hemen rutin bir hayata dönmek mümkün olmaz; belli bir tedavi süreci gerekir."

Eşinin pasaportuna el konulan gazeteci Meşale Tolu; Eşim duruşmamızı izlemek üzere Almanya’dan İstanbul’a geldi; pasaportuna el konuldu. Duruşmamız bugün görüldü; gizli tanığın dinlenmesi yine teknik sorun gerekçesiyle ertelendi. Oğlum için Türkiye’den döndüm. Gerekirse Türkiye’ye geri döner, eşimi çıkarmak için mücadele veririm ama bu hukuksuzluğa boyun eğmem. Çocuğum 2 yaşında cezaevi ile tanıştı; babasını burdan yolcularken ‘babam neden gidiyor, ne zaman dönecek’ diye sordu; pasaportuna el konduğunu nasıl anlatabilirim.

KHK ile ihraç edildikten sonra hapiste kanser olan Doç Dr Ahmet Turan Özcerit’in ölümünü, oğlu Sinan Özcerit anlatıyor: “Babam hastalığı sırasında onlarca dilekçe verdi ama ‘sıra yok’ denilerek muayenesine izin verilmedi. Babam bu süreçte 30 kg verdi, hasteneye gidebildiği ilk anda 4.evre kanser olduğunu öğrendi. Doktorlar babam için ‘5 aydan fazla yaşamaz’ dedi. Buna rağmen hastaneden gönderilen 2 heyet raporunda da ‘cezaevinde kalabilir’ dendi""

Urfa Barosu üyesi Avukat Hidayet Ermek: “Urfa’da son 3 yılda gözaltına alınan herkes sistematik bir şekilde işkenceye maruz bırakılıyor. Meslektaşlarımız müvekkilleriyle sağlıklı görüşme sağlayamıyor; Baro’nun girişimleri sonucunda bu kısmen aşıldı."

Sözcü gazetesi spor editörü Tonguç Orözü: "Galatasaray Başakşehir maçı siyasi mücadeleye de dönme ihtimali yüksek bir karşılaşmaydı. Hafta arasında Sedat Peker’in trübün liderlerini çağırıp ‘her şey çok güzel olacak’ sloganının atılmasından rahatsız olduğunu söylediği iddia edildi."

Zübeyde Sarı bugünkü bölümünde, ölüm yıldönümünde; türküleriyle Aşık Mahsuni Şerif'i anıyor.

Garo Paylan; “Mevcut kanunlara göre her tutuklu, hükümlü avukatları ile görüşmekte özgürdür; 8 yıldır sayın Abdullah Öcalan avukatları ile görüştürülmemiştir. Açlık grevindeki insanlar sadece yasalara uyuşmasını talep ediyordu. Umalım ki tecrit tamamiyle bitsin. Bu geçici değil, kalıcı bir açıklama olsun. İktidarın bunu hangi hesapla yaptığı bizim için üçüncü plandadır. Ölüm orucunda olan pek çok insan hayatlarını kaybetme riskiyle karşı karşıyaydılar.''

Kadın Meclislerinden Ayşen Ece Kavas konuştu: “#ŞuleÇet şüpheli ölümlerin ve kadın cinayetlerinin sembolü oldu. Sanıkların sözleri ve sanık avukatlarının beyanları tüm kadınları örseleyecek şekildeydi. Geçim derdini bu cinayetin bahanesi yapmaya çalışıyorlar. Özel bilirkişi raporunda bilirkişi; ‘bu saatte bir kadın, bir erkekle kapalı bir mekanda içki içiyorsa bu cinsel ilişkiyi kabul etmiş sayılır’ diyerek cinsel saldırıyı aklamaya çalışmıştı."

ODTÜ'lü Özgür Gür: “Öncelikli talebimiz; Verşan Kök ODTÜ rektörü olarak kabul görmemektedir. Onun suçlarına iştirak eden tüm yönetim istifa etmelidir. 218 hocadan 106’sı bir açıklama yaptı; hocalarımız da yanımızda. Üniversiteler özgür düşüncenin tesisi olmalıdır; özgür düşünce olmadan akademik üretimden söz etmek mümkün değildir."

Soma Davasın Avukatlarından Can Atalay: “Kolluğun çektiği görüntülerin işverene servis edilmesi sonucunda, arkadaşlarının hesabını sormaya çalışan işçiler Soma havzasında hala iş bulamıyor. AKP iktidarı, Türkiye kapitalizmi dedi ki; işçiler ölebilir, işçilerin ölmeleri bir süre canınızı sıkabilir, sonuç olarak; Türkiye kapitalizmi yoluna devam eder."