
Sign up to save your podcasts
Or


Küçüklüğümüzden beri kelimelere güvenmek üzere eğitildik. Kelimeler bizim sosyal para birimimizdir. Ancak Nietzsche, bizi dile aldanmamamız konusunda uyardı. Neden mi? Çünkü insanlar gerçekten değil, hayatta kalmaktan, egodan ve korkudan konuşurlar.
Birinin kişiliğinin yüzeyi, o kişi değildir. O, onların zırhıdır. Aşırı nazik görünen biri, reddedilmekten korktuğu için nazik olabilir. Çok güçlü görünen biri, içeriden çöküyor olabilir. Ve bu insanların çoğu, takındıkları maskenin farkında bile değil. Nietzsche, "Her derin ruhun bir maskeye ihtiyacı vardır" der. Bunu bir hakaret olarak değil, o maskeyi takan kişiyle karıştırmama uyarısı olarak görün.
Peki, insanlar gerçeği nerede sızdırıyor? Kelimelerinde değil, çatlaklarda. Gözlerini kaçırdıkları anlarda, konuyu hızla değiştirmelerinde. İşte Nietzsche'den gelen ilk üç psikolojik gerçek:
* 1. Herkes Hayatta Kalmak İçin Bir Maske Takar: Sahte oldukları için değil, korktukları için. Gerçeğin ilk işareti gerilimdir. Birini rahatsız eden şeyi, konunun gerildiği noktayı izleyin—gerçek kişi orada başlar.
* 2. Başkalarında Nefret Ettiğiniz Şey, Kendinizde Sakladığınızı Ortaya Çıkarır (Yansıtma): Biri sürekli kibirle alay ediyorsa, kendi öz değerleri konusunda güvensiz olabilir. Başkalarının dürüst olmamasını sürekli işaret eden biri, kendi yüzleşmediği bir gerçeği saklıyor olabilir. Eleştirdiğiniz şeye bakın, sizi ele veriyor.
* 3. Sessizlik Kelimelerden Daha Fazlasını Ortaya Çıkarır: Biri cevap vermeden önce durakladığında, belli konuları atlattığında, kısa ve prova edilmiş yanıtlar verdiğinde... o sessizlik konuşmadan daha yüksek seslidir. Savunmasız olmaktan kaçınan bir kişi, korktuğu her şeyi ortaya çıkarır.
* (Hızlıca Diğer Gerçekler) Dördüncüsü: Aşırı erdem, genellikle gizlenmiş kibrin ta kendisidir. Beşincisi: İnsanlar önce size değil, kendilerine yalan söyler—bu bir savunmadır. Altıncısı: Birisi kendini üstün hissettiği yerde, aşağılık duygusunu saklıyordur. Gerçek güven rekabet etmez, sadece vardır.
Unutmayın: İnsanları okumak, onları yargılamakla ilgili değildir. Onların çekirdeklerini anlamakla ilgilidir. Bu gerçekleri güç kazanmak için değil, şefkati genişletmek için kullanın. Çünkü eleştirmenin arkasındaki çocuğu gördüğünüzde, nefret etmeniz zorlaşır.
By KEMAL MAKALKüçüklüğümüzden beri kelimelere güvenmek üzere eğitildik. Kelimeler bizim sosyal para birimimizdir. Ancak Nietzsche, bizi dile aldanmamamız konusunda uyardı. Neden mi? Çünkü insanlar gerçekten değil, hayatta kalmaktan, egodan ve korkudan konuşurlar.
Birinin kişiliğinin yüzeyi, o kişi değildir. O, onların zırhıdır. Aşırı nazik görünen biri, reddedilmekten korktuğu için nazik olabilir. Çok güçlü görünen biri, içeriden çöküyor olabilir. Ve bu insanların çoğu, takındıkları maskenin farkında bile değil. Nietzsche, "Her derin ruhun bir maskeye ihtiyacı vardır" der. Bunu bir hakaret olarak değil, o maskeyi takan kişiyle karıştırmama uyarısı olarak görün.
Peki, insanlar gerçeği nerede sızdırıyor? Kelimelerinde değil, çatlaklarda. Gözlerini kaçırdıkları anlarda, konuyu hızla değiştirmelerinde. İşte Nietzsche'den gelen ilk üç psikolojik gerçek:
* 1. Herkes Hayatta Kalmak İçin Bir Maske Takar: Sahte oldukları için değil, korktukları için. Gerçeğin ilk işareti gerilimdir. Birini rahatsız eden şeyi, konunun gerildiği noktayı izleyin—gerçek kişi orada başlar.
* 2. Başkalarında Nefret Ettiğiniz Şey, Kendinizde Sakladığınızı Ortaya Çıkarır (Yansıtma): Biri sürekli kibirle alay ediyorsa, kendi öz değerleri konusunda güvensiz olabilir. Başkalarının dürüst olmamasını sürekli işaret eden biri, kendi yüzleşmediği bir gerçeği saklıyor olabilir. Eleştirdiğiniz şeye bakın, sizi ele veriyor.
* 3. Sessizlik Kelimelerden Daha Fazlasını Ortaya Çıkarır: Biri cevap vermeden önce durakladığında, belli konuları atlattığında, kısa ve prova edilmiş yanıtlar verdiğinde... o sessizlik konuşmadan daha yüksek seslidir. Savunmasız olmaktan kaçınan bir kişi, korktuğu her şeyi ortaya çıkarır.
* (Hızlıca Diğer Gerçekler) Dördüncüsü: Aşırı erdem, genellikle gizlenmiş kibrin ta kendisidir. Beşincisi: İnsanlar önce size değil, kendilerine yalan söyler—bu bir savunmadır. Altıncısı: Birisi kendini üstün hissettiği yerde, aşağılık duygusunu saklıyordur. Gerçek güven rekabet etmez, sadece vardır.
Unutmayın: İnsanları okumak, onları yargılamakla ilgili değildir. Onların çekirdeklerini anlamakla ilgilidir. Bu gerçekleri güç kazanmak için değil, şefkati genişletmek için kullanın. Çünkü eleştirmenin arkasındaki çocuğu gördüğünüzde, nefret etmeniz zorlaşır.

1 Listeners

0 Listeners

0 Listeners