Yeni bir akademik yıla başlarken 3. sezonun ilk bölümü olarak okulun ilk gününün öğrenciler, ebeveynler ve öğretmenler için hangi duygu, düşünce ve dinamikleri getirdiğini " ilk gün resmi" metaforu ile betimlerken, etkili öğretmenlik nedir? sorusuna farklı bir bakış açısı ile cevap verir.

Okullar kapandıktan sonra ne olur? Öğretmenler tam olarak ne yapmak ister, peki okul yöneticilerinin okul kapandıktan sonraki süreçte ajandaları nedir? Ya tatil ne ifade eder öğretmenlere? Bu bölüm bu sorulara kısa cevaplar verirken her bölümde olduğu gibi konuşulmayanı konuşmaya yönelik bir tutumla bir takım saptamalarda bulunmaktadır.

Yolu okulla kesişmiş herkesin kendinden bir şeyler bulacağı içeriklerle yayın yapan " Okullu Yaşantılar " bu bölümde ilk defa okul müdürlerine yönelik bir içerik sunuyor. Bir okul müdürünün ajandasında bulunan işleri ve bu sorumlulukları etkili şekilde yerine getirebilmesi için sahip olması gereken becerileri dile getiren bu yayında aynı zamanda " pedagojik okul liderliği" tanımından da bahsediliyor elbette her zaman olduğu gibi spesifik saptamalarla.

"Okullu Yaşantılar" İkinci sezonun ilk bölümünde öğretmen esenliğini ve bir öğretmenin iyi oluş halini güçlendirmesi adına yapabileceklerini masaya yatırıyor. Her bölümde olduğu gibi bu bölümde de konu ile ilgili araştırma örneklerine ve kitap önerilerine yer veriliyor. Unutmayalım ki mutlu bir öğretmenin olduğu bir sınıfta öğrenciler de mutlu.

Bu bölüm ilk sezonun final bölümü olması nedeniyle önceki bölümlere kısa göndermeler yaparken aynı zamanda öğretmen yetkinlikleri ve " gelişen zihniyet modelini anlatıyor. Ve bana biraz müsaade diyorum izninizle ikinci sezona kadar. 

Bu bölümde duygu farkındalığının anahtar özelliklerinden biri olan "şefkat ve öz şefkat" duygularına bu konuda çalışma yapan önemli psikologlar ve yazarların eserlerine gönderme yapılarak yer veriliyor. Kendimize "öz şefkat" beslemenin  ne kadar zor olduğunu vurgulayan bu bölümde öğretmenlik özelinde "şefkat, öz şefkat, esenlik" gibi duygular analiz ediliyor. 

24 Kasım Öğretmenler Günü özel yayınında, öğretmenliğin ve öğretmenler gününün bir öğretmen için anlamı ve öneminden bahsedilirken, öğretmen ve ebeveynler arasındaki özel ilişkiye,  okutmuş olduğu ve artık yetişkin olan öğrencileri ile yıllar sonra karşılaştığında bir öğretmenin neler hissedeceğine vurgu yapılır. Yayın şiir paylaşımı ve öğretmenler günü kutlaması ile sona erer. 

Sınıfın yaşayan canlı bir ortam olduğu ve sınıf ikliminin ağırlıklı olarak öğretmen tarafından oluşturulduğu düşüncesi üzerine kurgulanan bu yayında "sınıf ortamı, sınıf ortamını oluşturan dinamikler, öğrenen sınıf ve öğrenen okullar" üzerine bir analiz yapılıyor ve elbette kitap ve yazarlara gönderme yapılarak. 

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı özel yayınında, Cumhuriyet ve öğretmenler arasındaki anlamlı ve özel ilişkiye vurgu yapılırken, biz öğretmenlerin Cumhuriyet değerlerinin öğrencilere aktarılması konusundaki sorumluluğu ve Cumhuriyet Bayramı heyecanı da dinleyicilerle paylaşılır.

Bu bölüm öğretmenlerin meslekleri ile kendilerini özlerine ulaşmış hissedip hissetmediği sorusuna cevap ararken onların meslek seçimlerindeki niçinlerine farklı bir gözle bakmalarını sağlıyor elbette her yayında olduğu gibi gerçek yaşam deneyimleri ile zenginleştirerek.