Teslimiyet 'Sahibi' Olduğumuzu Nasıl Anlarız? | Sahip Değil Yolcuyuz 

Soru: Hocam, çok büyük bir kayıp hiç yaşamadım. Depremden beri düşünüyorum, oradakilerden biri ben olsaydım metanetli mi olurdum, isyan mı ederdim. Bu soruya cevap verememek imanımı çok zayıf hissettiriyor. Nasıl düşünmem gerekiyor, ne yapmam gerekiyor, bilmiyorum. 

Sahip Olduğum Her Şeyi Yitirdiğimde Beni Ayakta Tutacak Olan Nedir? | Deprem ve Ölüm 

Ne desek eksik kalan şu zor günlerde benim pencerem hâdiseleri uzaktan gören gözler arasında. Yaşayanların imtihanı apayrı lâkin bizlerin göreceği, anlayacağı nedir? 

Çocukların ne yapmaları gerektiğine öyle odaklandık ki bir kul olarak kendi yapmamız gerekenleri kaçırmaya başladık. Buyruk ve yöntemleri doğru yerden alarak terbiye olursak, çocuklarımıza yönelmek çok daha kolay olacak. Peki ama nasıl?

Sınıfta, evde, sokakta çocuklar sınırlarımızı zorlayınca kendimizi birden bağırırken bulmamızın nedeni sizce nedir? Çocuğun hareketlerinden bağımsız olarak, öfke duygusu, kontrol mekanizmamızın zayıflığı ve nasıl esneklik kazanabileceğimiz üzerine biraz konuşalım. Bu kayıtta meslektaşım olan sevgili Beyza'nın yazılı olarak ilettiği soruları kısaca cevaplıyorum. 

Prof. Dr. Halis Aydemir Hocamızın, İnsan yayınlarından çıkan ''Kendini Unutma'' isimli eserinden kısa bir bölümü sizler için okudum. İnsan, kendisini unutabilir mi gerçekten? Peki bu nasıl gerçekleşebilir, gelin dinleyelim. Pek faydalı bu eser, her birinize tavsiye. 

Toplumca benimsediğimiz için normal saydığımız, ancak düşünülse karşımızdaki insanların sınırlarını ihlal eden sorularla çevreledik hayatımızı. Bir insanla tanışıklığa sahip olmak, hatta onu yakînen tanımak, her soruyu sorma hakkını bize vermez. Üstelik, cevabını bildiğimizde ne bize ne karşımızdakine hayrı olmayacak meseleleri merak etmek, içi dolu olmayan, yalnızca muhatabı yoran bir iştir. Bilmeliyiz ki sorumuzun bir sebebi, anlamı, sonucu olmalı; yok yere kalbi yormamalı. Sorular, bitmek bilmeyen ah o sorular… Ne kadarını sormaya hakkımız var? Domates fiyatı sorar gibi insanların hayatı hakkına bu kadar rahat sorular sormamız gerçekten normal mi?

metnin tamamı için: http://dilaraninpenceresi.com/sorulmaya-sorular-1/ 

kırmızı ışıklarda beklerken düşünür müsünüz? hangi zamanlarda daha çok düşünürsünüz?

duyguları ve tesirlerini biraz yakından inceleyelim istedim. çayınızı kahvenizi alıp da gelin, beraber bakalım iç âlemimizdeki dengelere. 

Haram Birliktelikleri Olanlar Hep Mutlu Hocam | Hangi Mutluluk? 

Soru: Ben yeni yeni İslam'ın koyduğu sınırları öğrenen bir genç kızım. Bu sınırlardan biri de evlilik öncesi sevgililik ile ilgili. Bu meseleyi araştırdıktan sonra yaptığım yanlışın farkına vardım. Hayatımda bir insan vardı sadece onunla böyle bir yola girmiştim fakat daha sonra doğru bir şey olmadığını öğrenince bu durumdan kendimi kurtardım. Fakat içimde anlam veremediğim hüzün, huzursuzluk var. Ben kendimi kurtardım gözüyle bakıyor yine de acı çekiyorum öbür yandan bu haram birlikteliklerin içinde olmaya devam edenler mutlu bir hayat sürüyor hatta evlenip daha da mutlu oluyorlar. Sevdiğin kişiyi yarı yolda bırakmak asıl günahtır diyorlar. Şeytanın vesveseleri bir şeyden vazgeçişte daha da çok artıyor, kötü hissettiriyor. Bununla ilgili bir podcast çekebilir misiniz? Bu konuyu araştırdığımda çok az bilgiyle, videoyla karşılaşıyorum. Birçok insan bilmediği için belki de bu hataya düşüyor benim gibi. Sorum ise nasıl bu irademi koruyabileceğim, üzüntümü giderebileceğim konusunda. Allah razı olsun. Şimdiden vereceğiniz yanıt için teşekkür ederim. :)

sorulanız için: [email protected]

Sanki mahallemizdeki evlerden birinde sabah oluyor ve her odadan gelen cıvıldaşmalarla çocuk dolu bir eve baktığımızı anlıyoruz. Cahit Zarifoğlu'nun sıcacık ve duru anlatımıyla ''Dünyanın En Vahşi Hayvanı''nı tanımaya gidiyoruz. Beyan yayınlarından çıkan Motorlukuş'u alıp sayafaları aralarsanız, okuduğum kelimelerle göz göze gelirsiniz. Ne güzel olur. 

İlk seçim ânına gittiğimizde, şeytanın sorumsuzluğu Âdem aleyhisselamın sorumsuzluğu seçtiğini hiç fark ettiniz mi? İkisinin de korktuğu bir şey vardı. Peki bizim korkumuz ne yönde ve onları gerçekten yok etmek mi gerekir?