Gündemin Arkasında bugün Arda Tunca ile Türkiye’de siyasal islamın yükselişinin kısa ve yakın tarihini ele aldık:

“Bugünün temellerini 1970’ler de ve 1980’lerde aramak ve aynı zamanda dünya’nın da içinde bulunduğu siyasal gelişmlerle birlikte ele almak gerekiyor. Siyasal islamın dünyada gelişmeye başladığı, ABD’nin dahil olduğu bir takım projeleri 70’lerden 80’lerden biliyoruz.

Gündemin arkasında bugün Arda Tunca ile Almanya’yı konuştuk. Arda Tunca’da çocukluğunun bir kısmını Almanya’da geçirmiş ve daha sonra tekrar Türkiye’ye dönmüş. Bu söyleşimizde Çocukluk yıllarımızdan başlayarak Almanya ile ilgili kişisel tecrübelerimizi Türkiye – Almanya arasındaki sosyo kültürel ilişkiler bağlamında ele aldık.

Finansal liberalizasyonun krizlere yol açacağı ilk olarak Carlos-Dias Alejandro’nun 1985 yılında yazdığı “Good-bye Financial Repression, Hello Financial Crash” başlıklı makalesi ile gündeme getirildi (Williamson ve Mahar 2002:96). Finansal liberalizasyon süreci geliştikçe liberalizasyon ve kriz arasındaki ilişkiyi ortaya koyan literatur giderek artmaya başladı. Yapılan birçok çalışma; finansal liberalizasyon ile finansal krizler arasında bir nedensellik ilişkisinin olduğunu ortaya koymaktadır.

Kakistokrasi en niteliksiz insanların iktidar olduğu yönetim biçimidir. Kavram, köken olarak Eski Yunancadan gelir(kákistos). Siyasal bilimlerde bir ülkede en kötülerin, en niteliksizlerin iktidar olup yönettiği bir rejimi tanımlar.

Gündemin Arkasın’da bugün Arda Tunca ile Marxim Gorki, Ekim Devrimi ve Leo Tolstoy ilişkisini konuştuk.

“Ben Maksim Gorki’de biraz da ekonomi tarihi açısından bakıyorum. 1905 ve 1917 devrimleri sürecinde Maxim Gorki önemli bir yerde duruyor. Ve hayatının sonuna doğru ağır eleştirilere maruz kalacağı bazı tutumlar sergiliyor.

Gündemin Arkasına deprem nedeniyle biraz ara vermiştik ama bugün yeniden Arda Tunca ile birlikteyiz. Depremi konuşacağız! Türkiye tarihinin bu en büyük depreminde enkazın altında sadece yaşamını yitiren yurttaşlar değil, ahlakı, devleti ve tüm kurumlarıyla, basını, yayını ve siyaseti ile koca bir ülke kaldı.

Gündemin arkasında bugün Arda Tunca ile Savaşlar ve Diktatörlüklerden Sonra Demokrasiye Geçiş Süreçlerinde Geçiş Dönemi Adaleti (Transitional Justice) konusunu konuştuk.
Geçiş Dönemi Adaleti (transitional justice) bir ülkede suçluların ve devletin hesap verilebirliğini, adaleti ve toplumsal uzlaşmayı sağlamak için bir toplumun geçmişteki savaş, çatışma, baskı ve insan hakları ihlali mirasıyla hesaplaşma girişimiyle ilişkili tüm süreç ve mekanizmaları kapsar.

Gündemin Arkasında bugün Arda Tunca ile seçim sürecinde Türkiye’nin geleceğini konuştuk.
Türkiye’deki seçim bir seçim olmanın ötesinde çok daha farklı çok daha derin anlamı var.
Türkiye’nin önündeki seçim fazla birşeyi değiştirmeyecek ama ilk etapta kötü bir gidişatın önüne geçmiş olacak. Seçim bu gidişatı durdurmanın bir yolu ama seçimden sonra da fazla birşey değişmeyecek.

Bugünkü yayınmız da Arda Tunca ile Latin Amerika kıtasının gerçek kurtarıcısı Simon Bolivar’i ve yine bu vesile ile Alexander von Humboldt ile nasıl ve nerede tanıştıklarını ve von Humboldt'un Bolivar’in düşünce yapısı üzerinde bıraktığı etkiyi konuşacağız.

Alexander von Humboldt (1769-1859) bir doğa bilimcisi ve arastirmaci bir kaşif, evrensel bir deha ve kozmopolit, bilgin ve Mesen / Kuratördü. 1799'dan 1804'e kadar Güney Amerika'ya yaptığı 5 yil 2 aylik yolculugu Amerika'nın ikinci ama ilk bilimsel keşfi olarak tanimlaniyor.