En son ne zaman dinlenmiş hissettiğinizi hatırlıyor musunuz?
Ben hatırlamıyorum!
Kendimi bildim bileli hep olduğumdan daha farklı bir şey olmak üzere çabalamışım gibi geliyor. 35 yaşımın bu ilk günlerinde farkettiğim şeyse şu oldu; yorgunum.
Öyle bir yorgunluk ki bu ne uyumakla, ne de dinlenmekle geçiyor. Ne anlatmakla, ne de paylaşmakla azalıyor.
Bitmek bilmeyen tırmalamalar, çabalamalar ve olduğum halimin varlığından özür dilemeler üzerine kurgulanmış bir yaşamın içinde bedenimle ve otantik, kendime ait varlığımla ilişkilenmek mümkün mü?
Bu yaşımın temasını seçebileceksem eğer yeniden, sıfırdan başlamak üzerine olmasını dilerdim. Bedenime ait tüm inançlarımı unutmak, kaygılı ve varoluşu devamlı sorgulayan zihnimi onore etmek, dinlenmeyi, keyif almayı ve güvende hissetmeyi en baştan öğrenmek.
Mümkün mü bu coğrafyada?
Mümkün mü içinde bulunduğum ilişkiler sarmalında?
Mümkün mü gerçekten 35 senelik öğrenilmiş yanlış bilgilerin tortusu dolu zihnimde?
Bilmiyorum ama denemek istiyorum.
Kolay olmayan yolu seçmek sanki sıkıcı hayatıma bir anlam katıyor gibi geliyor bazen. Ana akıma kapılıp -mış gibi yapmak daha mı eforsuz olurdu diye düşünürken buluyorum kendimi.
Her seçimin içinde var bir efor da o efor değerlerimizi beslemiyorsa var mı bir anlamı?
Anlamı yoksa da hayatın yaşamlı mı? Değerlerimizin üzerine kurulmuş bir çaba dağı çekilir mi gerçekten?
Kolay mı gelir “sana ait olan yol”da yürümek? Sanmam.
Yine de beceriksiz ve isteksizce başkalarının yolundan gitmeyi seçmektense dinlenmeyi, dinlemeyi, değer vermeyi, şefkat göstermeyi, ağlamayı ve kaygılanmayı onore ederek yürümek istiyorum.
This is a public episode. If you would like to discuss this with other subscribers or get access to bonus episodes, visit ecehan.substack.com