Hep başkalarına nazik olmayı öğrendik. Ama ya kendimize? Bu bölüm iç sesimizi biraz yumuşatmak, kendimize anlayışla yaklaşmak için bir davet. Öz şefkatin ne olduğunu, neden zor olduğunu, nasıl mümkün hale gelebileceğini keşfediyoruz. Çünkü bazen ihtiyacımız olan tek şey… kendimize sarılabilmek.

Bu bölümde iç sesimizi duymaya cesaret ettiğimiz anların kıyısında birlikte yürüyoruz. Sessizlikle örülmüş bu yolculukta, kalpten kalbe akan sözcükler eşliğinde kendimizi yeniden hatırlıyoruz.

“Ses ve sessizlik arasında” podcast serisinin bu bölümünde Sora Aika sana eşlik ediyor.

Zen, seni sana gösteren sessiz bir aynadır. Bu bölümde, kendi iç sesimizi duymaya, dinginlikte kendimizi tanımaya davetliyiz. Uzak doğunun ezgileri eşliğinde sakinleş, derinleş, hatırla… Ben Sora Aika. Bu yolculukta seninle sessizliği dinliyorum.

Bazen kelimelere ihtiyaç duymadan da konuşabiliriz. .. Bu bölümde seni doğanın sessiz ama güçlü dilini birlikte keşfetmeye davet ediyorum. Yaprakların hışırtısında, rüzgarın kıvrımını, bir kuşun kanadında saklı bilgeliği dinlemeye var mısın? Huzura, sakinliğe ve içsel dengeye bir adım daha yaklaşmak için gözlerini kapat ve sadece duymaya niyet et. Doğa hep konuşuyordu. Belki de duymayı unuttuk…

Bu ilk bölümde, sizi sesin gerisine - sessizliğin kalbine - davet ediyorum. Modern hayatın gürültüsünden bir adım geri çekilip, içsel sesimizi duymaya niyet ediyoruz. Kadim Japon bilgeliğinden ilhamla, zihni susturmanın ve kalpten duymanın yollarını birlikte keşfedeceğiz.