Birinin bir günü ne zaman başlar? Nasıl başlar? Kendisiyle mi başlar? Yoksa bir şey ile mi başlar? Bence birinin günü, o kişi isteyince başlar. Daha doğrusu o kişi istediği anda. Çünkü o biri olmasa. Zaten o günün başladığı an herkes için belli aslında. Sıfıra bir kala. Tam sıfır sıfırda. Ama işte o günün içinde biri olunca. İş değişiyor. Çünkü herkesin içindeki o biri, herkesten farklı. Peki o biri herkesten çok farklı diye mi bu böyle? Yok o yüzden değil. Bence herkes, herhangi birinden çok farklı diye. O zaman herhangi biri için bu gün ne zaman başlar? Güneş açar. Her yer parlar. İşte o gün. Bazıları için o anda başlar. Çünkü doğum çok bariz bir başlangıçtır. Gerçekten de haklıdırlar.
Bazıları için de güneş batar. Ve gün biter. Ama sadece batar. Artık gün bitmiştir. Bak, dikkat edersen ölmez. Kesinlikle ölmez. Asla ve asla ölmez. Her gün doğan bu güneş ne hikmetse hiç ölmez. Kimse de çıkıp demez. Gün ne güzel de öldü. Yok. Kimse demez. Güneş sadece batar. Ve her gün tekrar tekrar doğar. Bugün de benim günüm. Hıdır'la doğdu. Günün doğumu Hıdır için nasıldır bilmem. Hiç bir zamanda bilemeyeceğim. Çünkü Hıdır’ı bilmem. Zerre tanımam etmem. O da kendini bilmez. Yaşını bile bilmez. Başkaları onu otuz zanneder. Ama o kendini daha yaşlı hisseder. Her seferinde aklına geleni sallar. Küçüğünü söylemedikçe dediğinin de bir anlamı kalmaz. Elli dese ne fark eder. Kırk dese ne fark eder. Daha da büyük söylesin. Gene farketmez. Hiç birini daha yaşamadı ki. Belki de tam o yaşta gibi. Ama o yaşı yaşamamış ki. Yaşamadıktan sonra nereden bilebilir ki. Hissettiği yaşta mı değil mi?