Sesli edebiyat tantanası.
*
Sosyal medya:
Instagram: https://www.instagram.com/yaziharic/
Twitter: https://twitter.com/yaziharic
Mail: [email protected]
*
Yazı Hariç podcast serisinin 13. bölümünde okuduğumuz hikâyenin anlatıcısının kim olduğuna dair konuşuyoruz.
Konumuzun başlığı: Bize bu hikâyeyi kim anlatıyor? Bir kitabı okurken, dinlediğimiz hikâyeyi, bize karakter mi anlatmaktadır yoksa yazar mı? Bu soru ekseninde düşünüp cevaplar bulmaya çalışacağız. Umarım benimle beraber düşünür ve kendinize cevaplar bulursunuz.
Bölüm Akışı
(1:05) Okur nazarında anlatıcının rolü: Anlatıcı umrumuzda mıdır?
(1:45) Bildiğimiz bir gerçek: Orada bir anlatıcı var!
(2:25) Podcast üzerinde nereden nereye geldik: Yazmak için adımlarımız
(3:30) Yazmaya hazırız: “Geldin yine birdenbire geldin yine / İçimdeki yazı hayvanı geldin yine”
Bize bu hikâyeyi kim anlatacak?
(4:40) Örnek 1: Yeraltından Notlar'ın önsözü ve ilk cümleleri:
Önsöz:
“Bu notlar da, bunların yazarı da besbelli hayal ürünüdür. Bununla birlikte, toplumumuzun durumunu, yapısını göz önüne alacak olursak, bu notların yazarı gibi kişilerin aramızda bulunmamasının yalnızca mümkün değil, aynı zamanda zorunlu olduğunu kabul ederiz. Benim bütün istediğim, pek yakın bir zaman öncesinin tiplerinden birini herkesin göz önüne daha açık olarak sermektir. Bu tip, henüz tükenmemiş kuşağın bir temsilcisidir. Yeraltı adını verdiğimiz bölümde bu kişi kendisini, düşüncelerini açıklamakta; sanki bununla toplumumuzda niçin bulunduğunu, bulunmasının neden kaçınılmaz olduğunu söylemek istemektedir. İkinci bölüm ise bu kişinin yaşamındaki birkaç olayı anlatan gerçek anılardır.”
F. Dostoyevski
Yeraltı
“Ben hasta bir adamım. Gösterişsiz, içi hınçla dolu bir adamım ben. Sanıyorum, karaciğerimden hastayım. Doğrusunu isterseniz, ne hastalığımdan anladığım var ne de neremin ağrıdığını tam olarak biliyorum. Tıbba, hekimlere saygı duymakla birlikte, şimdiye dek tedavi olmadığım gibi, bundan sonra da böyle bir şey düşünmüyorum. Üstelik boş inançları olan bir insanım, hem de tıbba saygı duyacak kadar. Hayır, hayır, salt hıncımdan dolayı tedavi olmak istemiyorum. Siz bunu anlayamazsınız. Ama ne ziyanı var, ben anlıyorum ya!”
(6:15) Ne yapmak, nereye varmak istemektedir Dostoyevski?
(7:45) Yeraltından Notlar üzerine bir soru ve deneme: Hikâyenin anlatıcısını değiştirme çabası
(9:15) Birinci tekil şahıs anlatıcının Yaşamaklar üzerinden değerlemesi
(10:20) Örnek 2: Uyuyan Adam - Georges Perec
“Bir gözden başka bir şey değilsin. Kocaman ve sabit bir göz. Her şeyi gören, yığılan vücudunu olduğu kadar seni de, bakan, bakılan seni de gören, sanki yuvasında tamamen ters dönmüş de hiçbir şey demeden seni seyrediyormuş gibi, seni, senin içini, karanlık, boş, su yeşili, korkmuş, güçsüz içini. Sana bakıyor ve seni olduğun yere çiviliyor. Kendini görmeyi hep sürdüreceksin. Hiçbir şey yapamazsın, kendinden kaçamazsın, kendi bakışından kaçamazsın, hiçbir zaman bunu yapamayacaksın: Hiçbir sarsıntının, hiçbir seslenmenin, hiçbir yanığın seni uyandıramayacağı kadar derin uyumayı başarsan bile, bu göz hep olacak, senin gözün, hiç kapanmayacak, hiç uyumayacak olan gözün. Kendini görüyorsun, kendini gören kendini görüyorsun, sana bakan sana bakıyorsun. Uyansan bile, görüntün aynı, değişmez kalacak.”
(13:30) Anlatıcıyı belirledikten sonrası: Doğan sorunlar ve çekinceler
(15:00) Kaynak kitap: Kurmaca Nasıl İşler? - James Wood
*
Hazırlayan:
Caner Almaz
www.caneralmaz.com