Men-E-Men Stüdyo tarafından hazırlanan yüzbeşinci bölüm sizlerle.

Podcast’imize yaptığınız fikir, içerik ve eğlence katkılarınıza küçük bir teşekkürle başladıktan sonra, geçenlerde okuduğumuz ilginç bir yazı hakkında konuştuk. Konunun ana teması herkesi ilgilendiriyor ama yazı iş dünyasından bakıyordu konuya. Emojiler... Hislerimizi aktarmamızı sağlayan minik karakterler... Gülücükler, gülmekten gözyaşı döken suratlar, öpücükler, uzaylı tipler, kediler 🤣 Yazıda da ifade edildiği gibi “mesajın ve hissiyatın yerini alacak gibi değil de, belki onu güçlendirecek şekilde yani destekleyici mantıkta kullanmak daha doğru olabilir” diyor, buraya baş parmak yukarı gösteren emojimizi koyuyoruz. 👍

Yine geçtiğimiz günlerde İngiltere’de en çok satılan “ilk albümler” listesi açıklandı. Bu listeden yola çıkarak ve yelpazeyi biraz daraltarak, 90’larda en çok severek dinlediğimiz “debut” albümleri değerlendirdik. Çeşitli grupların ve müzisyenlerin büyük ses getiren ve onları başarıya ve üne kavuşturan işlerini konuştuk.

Bu bölümün “Bi de Buna Bak”ını biz sunsak da, aslında bu Londra’dan Aslı’nın “Bi de Buna Bak”ı, açılış jingle'ımız da yine dinleyicilerimizden Hakan'ın müthiş performansı. Bir festivalin nasıl enkaza dönüştüğünü izlemek istiyorsanız Netflix’teki “Trainwreck: Woodstock ’99” belgeseli için “Bi de Buna Bak” diyoruz.

Bu bölümün istek parçasını 80’lerden istiyoruz. Dijital kayıt yapılan ilk albümlerden birinden nefis bir şarkı... En meşhur saksofon melodilerinden biri bu parçadadır. Birçok saksofoncu bu şarkı sebebiyle enstrümanlarına başlamış bile olabilir.