Emeğin Sesi'nin bu bölümünde Umut Ersoy, Nazen Şansal ve Salih Erşangil Glasgow'da gerçekleşen BM İklim konferanası üzerinden iklim krizini değerlendiriyorlar. İklim Krizinden sorumlu olan ama görünmez kılınanlar kimler?  İklim haraketinin mücadele yöntemleri fosil yakıtlara karşı galip gelebilir mi? Fonculuk çevre hareketlerini ehlileştiriyor mu? Daha çok kâr ve sürekli büyüme üzerine kurulu iktisadi sistem içerisinde yenilebilir enerji kaynakları çözüm için yeterli mi? 

Siyasal Bir Mücadele Aracı mı? Yılgın Bir Ruh Hali mi?

Emeğin Sesi'nin bu bölümünde Umut Ersoy, Münür Rahvancıoğlu ve Mustafa Keleşzade uzun yıllardır çeşitli şekillerde çağrısı yapılan ve çokça konuşulan boykotu tartışıyorlar. Siyasal bir mücadele aracı olarak kabul gören boykotun; Kıbrıs'ın kuzeyindeki tezahürlerinin neden salt seçimlere indirgendiği, neden konjonktüre ve aday olan öznelere göre değişiklik gösterdiği, sebeplerin ve hedeflerin şeffaf ve açık bir şekilde tanımlanıp tanımlanmadığı vb gibi sorular yanıtlanmaya çalışılırken, farklı coğrafyalardan örnekler de verilerek boykot çağrılarının panoromik bir analizi yapılıyor.

Fatih Bayraktar'ın kaleme aldığı, İlke Olgun'un seslendirdiği " Cadılar Bayramı, Bet Ofisler ve Bizim Çocuklar" adlı makale, toplumumuzda her yıl daha da yaygınlaşan ve bir tüketim çılgınlığına dönüşen Cadılar Bayramı ile bet ofisler arasındaki bağlantıyı tartışıyor. 

Bu yazı ilk kez 31/10/2015 tarihinde Ankara Değil Lefkoşa sitesinde yayınlanmıştır.

Cansu N. Nazlı'nın kaleme aldığı, Mehmet Adaman'ın seslendirdiği "Kızıl Rosa'nın Yaşamına Bakmak" adlı makale, Kate Evans'ın yazdığı "Kızıl Rosa" adlı kitaptan yola çıkarak devrimci sosyalist Rosa Luxemburg'un hayatına kısa bakış sunuyor. 

Bu yazı ilk kez 31/07/2017 tarihinde Ankara Değil Lefkoşa sitesinde yayınlandı.

Mustafa Keleşzade’nin kaleme aldığı Nermin Sontaş’ın seslendirdiği “Kıbrıslı Türk Solunun Çizgisi” adlı makale sol eğilimli siyasetlerin panaromik bir tablosunu çizmeye çalışıyor. Kıbrıs Komünist Partisi’nden, enosisin peşine takılan Akel’e, sovyetik konumlanışa sahip revizyonistlerden, emek-sermaye çelişkisine kayıtsız kalan sosyal demokratlara, sermayeyle elele veren sol liberallere, postmodern kimlik siyasetlerine gömülenlerden, sınıfsal perspektifle hayatın gerçeğine göre strateji geliştiren devrimci çizgiye kadar her eğilime kısa kısa değinerek, tarihsel süreçler üzerinden bugümüze ışık tutmaya çalışıyor.

Bu yazı ilk kez 17/08/2015 tarihinde Ankara Değil Lefkoşa sitesinde yayınlanmıştır.

“Emeğin Sesi”nin bu bölümünde Umut Ersoy, Gazi Gök ve Ali Şahin nüfus politikalarının ve keyfi vatandaşlık dağıtımınının konuşulmayan taraflarını ele almaya çalışıyor. Kontrolsuzsüz nüfus akışının siyasi erkin elinde salt bir oy devşirme aracı olarak değil aynı zamanda sermayenin ucuz iş gücü ihtiyacına göre şekillendiğine vurgu yapılırken, haksız yere dağıtılan vatandaşlıkların yanında, hak edip de vatandaşlık alamayanların sesinin işitilmediğine dikkat çekiliyor. Sorun bütüncül ve sınıfsal bir bakış açısıyla değerlendirmeye alınırken, buna yönelik çözüm önerileri de somut politik talepler olarak dile getiriliyor.

Abdullah Özdoğan'ın yazdığı, İlke Olgun'un seslendirdiği “Merdivenden Görünenler: Mağusa Limanı’nda Neler Oluyor?” adlı makalede, Mağusa Limanı’ndan yola çıkarak toplumun emekçilerini oluşturan ve aynı merdivenin farklı basamaklarında duran kamu çalışanları, küçük esnaf ve zanaatkârlar, hayvan üreticileri ve yetiştiricileri, özel sektör emekçileri, göçmen emekçiler, işsizler gibi kesimlerin iş ve güçbiriliği yapmasına engel olan nedenleri tartışıyor. Podcast ve Youtube hesaplarımızdan dinleyebilirsiniz.

Bu makele ilk kez 1/05/2017 tarihinde Gaile dergisinin 416. sayısında yayınlanmıştır.

Emeğin Sesi'nin bu bölümünde Umut Ersoy, Münür Rahvancıoğlu ve Mustafa Keleşzade toplumsal olarak yaygınlaşan mağduriyet dilini ve buna alternatif olarak hak mücadelesini konuşuyorlar.

"Genelde sanılır ki; “sınıf mücadelesi” sosyalistlerin patronlara karşı savaş ilanıdır… Bunun ne kadar yanlış olduğu “iş kazalarının tarihi” incelendiğinde rahatlıkla görülebilir… Sınıf mücadelesi, işçilerin veya sosyalistlerin bir çağrısı değildir. Tam aksine patronların günlük bir aktivitesidir. Sınıf mücadelesini başlatan ve işçilerden bu mücadele yoluyla azami kar elde etmek için de sürdüren patronlardır… Bu mücadelenin ilk mağdurları da eylemlerde, grevlerde öldürülen işçiler değil, iş kazalarında canını, bedeninin çeşitli parçalarını yitiren işçilerdir. Sosyalistlerin, sendikacıların ve işçilerin yaptığı ise sadece patronların saldırısına yanıt vermekten ibarettir…"

Münür Rahvancıoğlu'nun kaleme aldığı Mehmet Adaman'ın seslendirdiği "İş Kazası Nedir?" adlı makale neoliberal dönemde artışa geçen iş kazalarının arkasındaki nedeni sorguluyor ve çözüm önerilerini sunuyor.

 Bu yazı ilk kez 14/4/2015 tarihinde Ankara Değil Lefkoşa sitesinde yayınlanmıştır.

Mustafa Keleşzade'nin kaleme aldığı, Zişan Cürcani'nin seslendirdiği "Herkes Bu Kadar Yalnızken Neden Herkes Bu Kadar Yalnız?!" adlı makale, hayatın pek çok alanında yaşadığı sorunlar karşısında yalnız kalanları konu alıyor; yaşadığımız düzenin adı konmamış yasaları tarafından dayatılan yalnızlık yerine, herkesin kendi sesi olabildiği örgütlülüğün savunusunu yapıyor.

Bu yazı ilk kez 10/07/2017 tarihinde Ankara Değil Lefkoşa sitesinde yayınlanmıştır.