Share Bir Arkadaşımın Başına Gelmişti
Share to email
Share to Facebook
Share to X
By Sibel Şengül
The podcast currently has 37 episodes available.
Birinin karşısında tüm savunmalarımızı indirip, tüm çıplaklığımızla durabilmek yürek ve cesaret ister. Yürek animadan, cesaret animustan gelir. Bir kadın olarak kendi eril tarafımızla, animusla, bir erkek olarak kendi dişil tarafımızla, animayla sağlıklı bir bütünleşme yaşadığımızda ruhsallığımız bir dönüşüm geçirir. Ateş eskiyi yakan, yok eden bir dönüştürücüdür. Yok ettiği gibi var edebilir de. Hazmedemeyeceğimiz besinleri pişirerek yiyebileceğimiz kıvama getirir. Çelik gibi en dayanıklı malzemelere bile şekil verir. Kumu eriterek şeffaf bir materyale dönüştürür. Ruhun ateşi, çıkardığımız bütün derileri yeniden içine giremeyelim diye yakar. Ateşin ışığı bilinci aydınlatınca bir daha eski karanlığa dönemezsiniz.
Bu bölümde, Yılan Prens masalının sembol ve metaforları üzerinden ilişkilerde sınır konusunu daha derin bir seviyede inceliyoruz.
Prodüksiyon, müzik, düzenleme ve yayın: Kürşat Gürçay
https://www.instagram.com/kursatgurcay
Kadın Kahramanın Yolculuğuna talip olmalıyız. Kadının kendine özgü doğasına uygun yolu takip etmeliyiz. Bu, doğduğumuz andan itibaren içimizde olan o arayışın, dişil doğamızı kucaklamak, bir kadın olarak kendimize değer vermeyi öğrenmek ve dişil yaraları sarmak için gereken içsel çağrının sesidir. Galatea kendi yolculuğuna çıkmalı, onu duygularından, sezgilerinden, rüyalarından uzaklaştıran içsel ayrılığına son vermeli, kendi öz imajını ve öz sesini bulmalıdır.
Bu bölümde kadın kahramanın erilin yolunu takip etmek yerine kendi yolculuğuna sahip çıkmasının önemini konuşuyoruz.
Prodüksiyon, müzik, düzenleme ve yayın: Kürşat Gürçay
https://www.instagram.com/kursatgurcay
Erkeğin kalbi, eros ilkesi ile atmaya başladığında anima ete, bir bedene bürünür. Gerçek bir kadına dönüşür. Anima, insana dönüştüğü zaman bu, karşıtların buluşmasıdır. Erkek ona doğru ilerler, anima da erkeğe doğru. Böylece, kendi içsel kadınını dışarıdaki hayatında da var eder. Bastırdığı dişil parçasını keşfeden, kabul eden, onunla bütünleşip erginlenen erkek, hayatında gerçek, bütün ve erginlenmiş bir kadınla bütünleşebilir. Çünkü artık, psişe hissetme işlevine kavuşmuştur. Logos Eros’la buluşmuştur..
Podcast'in İnstagram hesabı
Artık, anne babanızın size vermediği şeylere enerjinizi harcamayı bırakın.Zamanınızı ve enerjinizi ait olduğunuz ins anları bulmaya ayırın. Kan bağınız, içine doğduğunuz aileyi gösteriyor olabilir; genetiğinizi onlara borçlusunuz, fakat vahşi doğanızın karakteri başka bir aileye ya da topluluğa ait olabilir. Umutsuzca kendi türünüzü arayıp durduğunuz yolculukta, kendiliğinizi bulup sizin gibi olan insanlarla bir araya gelin.
Bu bölüm, içine doğduğu aileye, topluma, ülkeye yabancı hisseden yanlış zigotlar için geliyor.
Postumuzu kaptırmışsak ya da onu göz kamaştırıcı şeyler için feda etmişsek zamanla yorulmaya başlarız. İçimizde bir arketip canlanmaya, bizi rüyalarımızda ya da günlük işlerimizi yaparken rahatsız etmeye başlar. Bu gezgin arketipi bizi tek bir şeye motive etmek üzere içgüdülerimizi aktive eder: Arayış! Bir zamanlar bizim olan ama şimdi sahip olmadığımız ve hatta ne olduğunu bile unuttuğumuz bir şeyi aramaya başlarız. Ruh derimizi, benliğimizi ararız. Bazen bu arayışın daha başında vazgeçeriz. Çünkü rollerimiz ve sorumluluklarımız vardır. “Ben olmazsam onlara ne olacak” dediğimiz, çocuklarımız, çiçeklerimiz, işlerimiz, eşlerimiz vardır. Kendi derimizi aramaya çıkmış olmaktan bile suçluluk hissettiğimiz, hissettirildiğimiz manipülasyonlara maruz kalırız. Bazen de bize zor gelir aramak, vazgeçeriz. Postumuzu kendi ellerimizle teslim ettiğimiz pek çok yanılsamaya kapılıvermek çok daha kolaydır, zahmetsiz ve risksizdir.
Dişil doğamızın içinde sağlıklı bir animus geliştirmek için, yaratıcı, girişimci, güçlü, üretken, vahşi doğasıyla temasını kaybetmemiş bir bütünlük geliştirebilmek için evimize geri dönmekten başka çaremiz yoktur.
Prodüksiyon, müzik, düzenleme ve yayın: Kürşat Gürçay
https://www.instagram.com/kursatgurcay
Bizi yaşamsal bir krizle bir terapistin karşısına atan psişenin tek bir amacı vardır. Bireyleşmek... Terapi, sahte kendiliği öldürmek gerekliliğinin kabulü ile başlar. Derinlerdeki mağaraya girip, o pis, iğrenç ya da ürkütücü yaratıklarla karşılaşmayı, onların reddettiğimiz, sürgüne yolladığımız parçalarımız olduğunu kabul etmeyi, hazinenin başında bekleyen ejderhalarla savaşma cesareti göstermeyi, belki biraz acı çekmeyi ama en nihayetinde hazineye sahip olacağını bilmeyi gerektirir. Hazine zaten sizindir. Fakat sadece gerçek sahibine, yani gerçek kendiliğinize aittir. Sahte kendilikle açılmayacak şekilde mühürlenmiştir. Mühürü açabilecek en önemli şey, hikayenizi anlatmaktır. Çünkü dile dökülmemiş, karanlıkta bırakılan hikayelere gölgeler sahip çıkar ve onu değiştirirler. Hikayenizi tüm gerçekliğiyle sese ve sözcüğe dönüştürmeniz dileğiyle…
İçimizde bir Psykhe olduğu kadar bir Afrodit de var. Athena olduğumuz kadar, Persephone’yiz de. Demeter, Kibele, Sindirella, Gaia, Şakti, Havva, Meryem’iz. İçimizde sonsuz sayıda kadın var. Kolektif bilinçdışının sonsuz evreninde küçük bir rezonansla aktive olmayı bekleyen binlerce kod var. Adı arketip olan bu nodüller, istesek de istemesek de deneyimlerimizle birleşip bizi ve davranışlarımızı etkiler. Bu parçalarımızı yadsımamak, itmemek, bastırmamak, reddetmemek gerekir önce. Sonra da fark etmek, kabul etmek, anlamak, almak, uyumlanmak, işbirliği yapmak... Renk paletinden sadece 3 ana rengi seçmek hatta onlardan sadece biri olduğuna inanıp, renk tayfındaki tüm ara renkleri ve karışımları reddetmek gülünç değil de nedir?
Bu bölümde de Psyke ve Eros masalının farklı bir versiyonunu dinleyeceksiniz. “Kadının animusu, yani eril ilkesi bilinçdışının karanlık bölgesindedir. Ego, karanlıkları sevmez ve bilinçdışına kendisini kapatır. Fakat psişe her zaman bilinci genişletmek ve bütünleşmek eğiliminde olduğu için karanlık bölgelere inip oraya bir kandil ışığı tutmanın yollarını arar. Kişiliğimizin evrimine devam edebilmesi için, karanlıkta, bilinçdışında duran animusun bilinç düzeyine getirilmesi gerekir. Kandil, Psykhe’nin görme yeteneğini sembolize eder. Işık her zaman bilincin sembolüdür.” Bu bölümde bir kadının bireyleşme sürecindeki en önemli unsurlardan biri hakkında düşünmeye çağırıyorum sizi. İçinizdeki tanrısal güce ışığı tutmanız ve ona cesaretle bakmanız için…
Hiçbir cennet kalıcı değildir, erginlenmek ve bireyleşmek için cennetten, cennetin tekdüzeliğinden, konforundan, uyuşturan huşusundan ayrılmamız gerekir. Bunu seve isteye yapamadığımız zaman da psişe bize cennetten kovulmamız için ne gerekiyorsa onu yaptıracaktır.
Şimdi Olimpos’tan dünyaya inme zamanı! Siz de cennetin rehavetine kapılanlardan mısınız? İçinde uyuşup kaldığınız, ayrılmak istemediğiniz, tutunduğunuz yer neresi? Kendiniz olmaya adım atmaktan korkutan hangi geçerli bahanelere sahipsiniz? Peki ya psişenizin sizi cennetinizden kovdurmak için tasarladığı oyunlara hazır mısınız?
Bu bölümde Eros ve Psike miti üzerinden bireyleşme yolculuğuna çıkmak için kendimize koyduğumuz engellerden söz etmeye çalıştım.
The podcast currently has 37 episodes available.
76 Listeners
52 Listeners
1 Listeners
14 Listeners
2 Listeners