Mekke döneminde nâzil olmuştur. Adını ilk âyetinden almıştır. 83 âyettir. Yalnız 45. âyeti Medine döneminde inmiştir.
Rahmân ve Rahîm Allah’ın adıyla
Yasin Suresi 1. Yâ, Sîn.
Hadîs-i şerîfte bu sûrenin, Kur’ân-ı Kerîm’in kalbi olduğu bildirilmiştir. Yâsîn’in gerçek anlamını Allah bilir. Bazı bilginlere göre, “Ey insan!” Bazı bilginlere göre de, “Yâ seyyid” anlamındadır (Münâvî, II, 513). Hadîs-i şerîfte buyurulmuştur ki: “Bir kimse Allah’ın rızasını ve âhiret yurdunu dileyerek Yâsîn sûresini okursa, mağfiret olunur. Onu ölülerinize okuyunuz.”
Yasin Suresi 2. Hikmet dolu Kur’an’a yemin ederim ki,
Yasin Suresi 3. (Resûlüm!) Hiç şüphesiz sen, gönderilmiş (peygamber)lerdensin.
Yasin Suresi 4. Dosdoğru bir yol üzerindesin.
Yasin Suresi 5-6. (Bu Kur’an,) yegâne galip/yüce ve merhametli olan (Allah tarafın)dan, babaları (tevhid ile) uyarılmayan* bu yüzden kendileri de gaflet içinde kalan bir kavmi uyarman içindir.
*(Bu uyarılmama, aslında asırlarca peygambere ulaşamama bakımından olduğu gibi, tevhid tebliğinin yasak edilmesiyle de olabilir. Çünkü Arap müşrikleri tevhide karşı çıkıyorlar, Kelime-i tevhîdi söyleyenlere, müşrik/putçu düzene karşı olduğunu söylüyorlar, Allah ve Resûlü’ne bağlılığını bildirenlere işkence ediyorlardı.)
Yasin Suresi 7. Andolsun ki onların (inkârlarından dolayı) çoğunun üzerine (azap hakkındaki) o söz gerçekleşti. Artık onlar iman etmezler.
Yasin Suresi 8. Biz, onların (şirk ve küfürde direnmelerinden dolayı) boyunlarına öyle bukağılar/demir halkalar geçirdik ki bunlar çenelerine kadar (dayanmış)tır; onun için başları (ve burunları) dikleşmiştir.
Yasin Suresi 9. Onların hem önlerine bir set hem arkalarına bir set çektik, hem de onları kuşatıp sardık. Artık onlar (hakikati) göremezler.
Yasin Suresi 10. Onları (azaba karşı) uyarsan da, uyarmasan da birdir; iman etmezler.
Yasin Suresi 11. Sen ancak, zikre (Kur’an’a) uyan ve görmediği (halde) Rahmân (olan Allah)’dan korkan kimseyi uyarabilirsin. İşte sen, onu mağfiret ve güzel bir mükâfatla müjdele!