Hiç aç olmadığın halde dolabın önünde durup “bir şey yemek istiyorum” dediğin oldu mu? Ya da ne yesen de doyamadığın, hep eksik hissettin anlar?
Bu bölümde yeme davranışlarımızı biraz farklı bir yerden alıyoruz. Kalori, diyet ya da kilo değil… Yemeğin aslında bir dil oluşundan, bedenimizin değil ruhumuzun konuştuğu bir yerden.
Melanie Klein ve Winnicott’ın kavramları ışığında, ilk ilişkimiz olan anne-bebek ilişkisinden başlayarak yetişkinlikte yemekle kurduğumuz ilişkiye bakıyoruz.
Ve soru sende: Bugün sen neye doyamıyorsun?