
Sign up to save your podcasts
Or
Denise Scott Brown'un 1991'de eşi ve ortağı Robert Venturi'ye verilen Pritzker ödülü üzerine söylediği "bana bir ödül değil, ödül seremonisi borçları var" sözü manidar. Venturi'nin mimarlık faaliyetlerinin neredeyse tamamına yakınını birlikte gerçekleştirmiş olduğu Scott Brown'un Pritzker komitesi tarafından ödüle ortak edilmeyişi, mimarlık disiplininde kadının görünürlüğüne dair tarihin somut ve en çarpıcı örneklerinden birisi.
Seda'nın Scott Brown'un kulaklarını çınlatan ve ocak ayında yayımlanan "Kadın Mimarın Varlığı, Görünürlüğünü Sağlama Alır Mı?" başlıklı yazısı, bizim de bu seri için çıkış noktamız oldu. Yazıda dikkat çekici rakamların bahsi geçiyor; 2003 yılında İngiliz Mimarlar Enstitüsü'nün (RIBA) "Kadınlar Neden Mimarlığı Bırakıyor?" araştırmasına göre, mimarlık okullarında eğitim görenlerin %38'ini oluşturan kadınlar, profesyonel hayata atılanların yalnızca %18'ini oluşturuyor. Bizde Mimarlar Odası'nın 2014 yılı raporuna göre öğrencilerin %57'sini oluşturan ve odaya kaydolan mimarların %53'ünü oluşturan kadınlarla tablo ilk bakışta daha iyimser görünse de, büro tescil belgesi alan kadın oranının %30'da kalıyor oluşu, "ayın karanlık tarafı".
Akademide ise farklı bir okuma mümkün; Türkiye'deki üniversitelerde kadın akademisyenlerin oranı Avrupa ortalamasına göre son derece yüksek iken, akademisyen maaşlarının karşılaştırması incelendiğinde en alt sıralarda kalan Türkiye'deki durum netlik kazanıyor. Yarışmalardaki "görünürlük" de (Seda'nın rakamlarına göre, 2012-2013 yıllarında düzenlenen mimari proje yarışmalarında ödül alanların yalnızca %23'ü kadın) göz önünde bulundurulduğunda, erkin ve ödül endüstrisinin, bir başka deyişle eril olana atfedilenin, mimarlık pratiğindeki yansımasının yine son derece eril olduğu açık.
Biraz iç karartıcı mı oldu? Mimarlık ve kadın üzerine Evren Uzer ile birlikte devam edeceğimiz Açık Mimarlık programları yeni soruları, konukları, kadın mimar/kentli/aktivist profilleri ve hikâyeleri ile farklı tema eksenlerinde sürecek.
Seda Kayım ile gerçekleştirdiğimiz program kaydına podcastlerden ulaşılabilir.
"Buharlaşan" kadın görünürlüğüne dair "leaky pipeline" metaforu üzerine yazılanlara da göz atmakta fayda var.
Denise Scott Brown'un 1991'de eşi ve ortağı Robert Venturi'ye verilen Pritzker ödülü üzerine söylediği "bana bir ödül değil, ödül seremonisi borçları var" sözü manidar. Venturi'nin mimarlık faaliyetlerinin neredeyse tamamına yakınını birlikte gerçekleştirmiş olduğu Scott Brown'un Pritzker komitesi tarafından ödüle ortak edilmeyişi, mimarlık disiplininde kadının görünürlüğüne dair tarihin somut ve en çarpıcı örneklerinden birisi.
Seda'nın Scott Brown'un kulaklarını çınlatan ve ocak ayında yayımlanan "Kadın Mimarın Varlığı, Görünürlüğünü Sağlama Alır Mı?" başlıklı yazısı, bizim de bu seri için çıkış noktamız oldu. Yazıda dikkat çekici rakamların bahsi geçiyor; 2003 yılında İngiliz Mimarlar Enstitüsü'nün (RIBA) "Kadınlar Neden Mimarlığı Bırakıyor?" araştırmasına göre, mimarlık okullarında eğitim görenlerin %38'ini oluşturan kadınlar, profesyonel hayata atılanların yalnızca %18'ini oluşturuyor. Bizde Mimarlar Odası'nın 2014 yılı raporuna göre öğrencilerin %57'sini oluşturan ve odaya kaydolan mimarların %53'ünü oluşturan kadınlarla tablo ilk bakışta daha iyimser görünse de, büro tescil belgesi alan kadın oranının %30'da kalıyor oluşu, "ayın karanlık tarafı".
Akademide ise farklı bir okuma mümkün; Türkiye'deki üniversitelerde kadın akademisyenlerin oranı Avrupa ortalamasına göre son derece yüksek iken, akademisyen maaşlarının karşılaştırması incelendiğinde en alt sıralarda kalan Türkiye'deki durum netlik kazanıyor. Yarışmalardaki "görünürlük" de (Seda'nın rakamlarına göre, 2012-2013 yıllarında düzenlenen mimari proje yarışmalarında ödül alanların yalnızca %23'ü kadın) göz önünde bulundurulduğunda, erkin ve ödül endüstrisinin, bir başka deyişle eril olana atfedilenin, mimarlık pratiğindeki yansımasının yine son derece eril olduğu açık.
Biraz iç karartıcı mı oldu? Mimarlık ve kadın üzerine Evren Uzer ile birlikte devam edeceğimiz Açık Mimarlık programları yeni soruları, konukları, kadın mimar/kentli/aktivist profilleri ve hikâyeleri ile farklı tema eksenlerinde sürecek.
Seda Kayım ile gerçekleştirdiğimiz program kaydına podcastlerden ulaşılabilir.
"Buharlaşan" kadın görünürlüğüne dair "leaky pipeline" metaforu üzerine yazılanlara da göz atmakta fayda var.
66 Listeners
114 Listeners
24 Listeners
76 Listeners
23 Listeners
9 Listeners
7 Listeners
53 Listeners
51 Listeners
9 Listeners
5 Listeners
16 Listeners