İmparatorluğun yıkıldığı ve Milli Mücadele’nin başladığı sürecin en önemli kırılma anlarının yüzüncü yıl dönümlerini yaşarken Tarih Vakfı çatısı altında, Engin Kılıç’ın koordinatörlüğündeki 2019 Güz ve 2020 Bahar dönemlerinde Mütareke ve Milli Mücadele konuları ele alınarak bu konulara hem tarih hem edebiyat disiplinleri açısından bakıldı. Yeni bulguların ortaya konduğu ve döneme ilişkin hâkim söylemin sorgulandığı konuşmalardan oluşan bu dizi ile Cumhuriyetin kuruluşuna zemin hazırlayan bu sürece dair taze, eleştirel ve çok boyutlu bir perspektif sunmak amaçlandı.
“Tarih ve Edebiyatta Mütareke ve Milli Mücadele” temasıyla düzenlenen programın yedinci buluşması 9 Ocak 2020 Perşembe günü Nefin Dinç, Lorans Tanatar Baruh ve Erol Ülker’in yaptığı "Köpe Ailesinin Gözünden Savaş ve Mütareke Dönemi İstanbul’unda Yaşam (1914-1923)" başlıklı sunumla gerçekleşti.
Bu sunum, Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarına ve Cumhuriyet’in kuruluş dönemine ışık tutacak özel bir görsel, işitsel ve yazılı arşiv koleksiyonu hakkındadır. Söz konusu koleksiyon, İstanbul’da 1897 yılında Fransız ve Macar asıllı bir ailede doğan Antoine Köpe’nin ciltler dolusu anılarına, büyük bir kısmı kardeşi Taib Köpe’ye ait olmak üzere biriktirdiği, daha önce hiçbir yerde basılmamış yüzlerce fotoğrafa ve çizdiği sayfalar dolusu karikatüre dayanmaktadır. Ayrıca bu özel arşivin parçası olan, içinde İstanbul’un daha önce hiç görülmemiş çok sayıda görüntü ve ses kaydının da olduğu bu malzeme, yalnızca Köpe ailesinin değil aynı zamanda Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçişin tarihine de tanıklık etmektedir. Balkan Savaşları’ndan Cihan Harbi’ne, Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşünden modern Türkiye’nin kuruluşuna değin pek çok önemli gelişmeye bizzat şahit olan Antoine Köpe ve ailesi, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu vatandaşıdır. Bu konuşmada öncelikle Köpelerin iki imparatorluk arasında geçen yaşam serüvenine ilişkin genel bir çerçevenin sunulması amaçlandı. Daha sonra Cihan Harbi ve Mütareke Dönemi’ne odaklanarak başta Antoine Köpe olmak üzere aile bireylerinin Selanik’ten, İstanbul’a, Filistin'den Braşova’ya ve Zonguldak’a kadar uzanan yaşam öykülerinden kesitler aktarıldı.