Hz. Âdem, dua dua yalvardı. Gözyaşlarını ceyhun etti.. evet, dergâh-ı ilâhiyeden uzaklaştırılması onu o kadar üzmüştü ki, bir türlü kendine gelemiyordu. Nihayet Cennet’ten aklında kalan bir hatıra onda yeniden dirilme ümidini şahlandırdı. Hz. Âdem, henüz Cennet’te iken, Cennet kapısında gördüğü bir levhayı seyre dalmıştı. Levhada “Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah” yazıyordu. Cennet’in girişi bu cümle ile süsleniyordu. Âdeta “Muhammed” ismi, birden Hz. Âdem’in karşısında temessül etti. “Allahım, beni Muhammed hürmetine affet!” dedi. Cenâb-ı Hak: “Sen O’nu nereden biliyorsun?” diye sorduğunda, Hz. Âdem: “Arş-ı A’zam’da Senin mübarek adının yanında O’nun isminin yazılı olduğunu görmüştüm. Bundan anladım ki, nezd-i ulûhiyetinde teklifsiz biri varsa o da O zâttır.” cevabını verdi. Bunun üzerine Cenâb-ı Hak, Hz. Adem’i affedip kurb-ı huzuruna kabul buyurdu.