Bu çalışmadaki malzemeler günlük yaşamın içinden tüketim nesnelerinin kendileri ve ambalajlarıdır.
Doğrudan insanın tüketim ihtiyacı üzerine üretilen bu nesneler ve ambalajları üretim-tüketim döngüsü içinde çeşitli alanlarda yer alabilir. Üretici-tüketici arasında nesneyi saklanabilir, tanınabilir, taşınabilir, satılabilir hallere getiren bu ambalajlar, işlevini tamamladıktan sonra artık çözümlenmeye ihtiyaç duyan atıklar haline gelir. Bu yeni bir meseleyi ortaya koyar; sektör, çözümleme, iş gücü, kar-zarar ilişkisi. İnsan, doğayı temel alarak, ekolojik menfaatleri gözeterek, doğayla uyum içinde yaşam bilincine katkı sunmak ilkeleri ile şimdi yeni bir durumun gerçekliği içindedir.
Fonksiyonel nesnelerin sanat nesnesi haline gelmesinin üzerinden yıllar geçse de meseleyi tekrardan ele almak kaçınılmaz bir insan-doğa sorunsalıdır. Yüzyıllardır sanat üretimleri, görüntünün kendisiyle savaşımından ortaya çıkan formlar, anlamı belirlenmiş nesnelerin yeni formlarla yeniden anlamlandırılması, hazır nesnenin sanat nesnesi halinde sunumu, fonksiyonel nesnelerin bir araya gelmesinden doğan sanat nesnesi gibi çeşitli ele alış biçimleri gibi görüşlere temas eden yaklaşımlar içindedir.
Bu enstalasyon, çağlar boyu tüm kültürlerde anlam atfedilmiş sofranın, ortak değerleri ve tüm açıklığıyla, aslına sadık, aynı mana ile tüm süreçlerinin tek bir anda tek bir görüntüde gösterimidir. Biçim ve tavır birleşiminden oluşan kavramın kendisini doğrudan görüntü ile fonksiyonunu yitirmiş nesnelerin yeniden kazandırılmasını güderek, aynı sahip çıkılmış anlatıyı öteki yüzüyle ve hatta tümüyle, doğuşu, şuanın kendisi ve sonrasının bir arada örüntüsü ile sunma, bir sofra sermedir.