Fikstür meselesindeki tuhaflıklardan ve Avrupa kupalarında mücadele eden kulüplerimizin maçlarının ertelenmesinden söz ederek programa başlayan Yaz Deftere ekibi, oradan haftanın sorusuna gidiyor: Üç Büyükler’den ikisinin teknik direktörü neden tehdit altında? Jose Mourinho’yu ve Ole Gunnar Solskjaer’i nasıl değerlendirsek iyi ederiz?Daha ikinci haftadan Gaziantep FK’nın teknik direktör İsmet Taşdemir’le yollarını ayırması ve Burak Yılmaz’la anlaşması, ülkemizde altı aydan fazla görevinde kalan teknik direktörlerin genele oranı, geldiği kulüpte iki yıldan fazla çalışan antrenör oranının yüzde 5 olması Yaz Deftere ekibinin içine girdiği dehlizlerden. Ancak yine de şeytanın avukatlığını yapmak da işin gerekliliği: Taraftar olmak Mourinho’nun vadettiklerine inanma hakkını barındırmaz mı? Portekizli teknik direktörün oynattığı oyunun 34 hafta boyunca ne kadar geçer akçe olacağı, Roma’dan bu yana görev aldığı takımlarda ligin kalburüstü takımları karşısındaki performansı da elbette eleştiri konusu olması gereken noktaların başında geliyor. Öte yandan Beşiktaş’ın altı ayda bir teknik direktör kovup yenisini getirmeyi alışkanlık haline getirmesi, Bağış Erten’i siyah-beyazlı camia ile üniversitede ‘irregular’ öğrenci olma arasında bir benzetmeye sürüklüyor.Rüzgâra Karşı bölümünde ise soluklandığımız ilk durak Avrupa futbolu oluyor. Ekibimiz, bu sezon peşinden gidecekleri takımları gerekçeleriyle masaya yatırıyor. İnan Özdemir’in tercihleri şaşaalı transferleriyle farklı bir hikâye kurgulayan Liverpool ve tam sekiz sene sonra Premier Lig’e geri dönen Sunderland. Bağış Erten ise “Almanlıktan aldığım tadı hiçbir şeyden almadım” karikatürüne dönüşmeyi göze alarak St. Pauli’nin adını ağzına alıyor. 55 yıllık Bundesliga tarihinde ilk kez küme düşen Hamburg’un yedi yıl sonra lige dönüşü, ikinci hafta St. Pauli ile Hamburg arasında oynanacak maçta oluşacak atmosfer, LaLiga’daki İspanyol oyuncu yoğunluğu, Bağış Erten’in Como ekseninde kurduğu hayaller, İnan Özdemir’in fantezi ligler üzerinden futbol ligleriyle kurduğu bağ, birtakım magazinel girişimler yoksunluğu sebebiyle Anadolu takımlarına ve futbolcularına karşı oluşan yabancılaşma durumu bu bölümde ekibimizin konuşmayı tercih ettiği ilk alt başlıklardan.İkinci durağımız ise Dünya Kadınlar Voleybol Şampiyonası ve EuroBasket. Voleybol şampiyonasında takım sayısının 24’ten 32’ye çıkması, oynanacak maç sayısının 60 küsürü bulması ve gruplarda oynanacak maçların gittikçe daha da anlamsız hale gelmesi FIFA’nın basketbol ve voleybol yönetimlerinin yolunu kötü şekilde aydınlatmasına bağlanıyor. Bir diğer konu, önümüzdeki hafta başlayacak EuroBasket. Milli takımımızın 1 ve 2 numaralı pozisyonlardaki kıtlığı ile 3-4-5 numaralardaki eli bolluğu bizi nereye götürecek? Fark yediğimiz Litvanya maçında ve pisi pisine kaçırdığımız Almanya müsabakasında neler gördük? Bu soruların cevabı bu bölümde. Dahası ise bir sonraki hafta yayımlanacak EuroBasket özel bölümünde.Bağış Erten ve İnan Özdemir’le Yaz Deftere, Oksijen TV ve Oksijen Podcast'te.