Hayati İnanç, "Hayâtî Beyitler" programının bu bölümünde, Şeyh Galip’in hayatı ve şiirleri, özellikle “Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen / Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen” beytinin önemi ve anlamı üzerine konuşuyor. Konuşmada Şeyh Galip’in genç yaşta büyük başarılar elde etmesi, Sultan III. Selim ile dostluğu ve şiirlerindeki özgünlük vurgulanıyor. Nâbî’nin eserine yazdığı 2101 beyitten oluşan nazirenin büyüklüğü ve Şeyh Galip’in kendisine yöneltilen eleştirilere verdiği cevaplar da anlatılıyor.

Dr. Ömer Demirbağ, “Ya Ben Öleyim mi Söylemeyince” programının bu bölümünde, konuşmanın gücü ve önemi üzerinde duruyor. Tarihi olaylarda konuşmanın olayların akışını nasıl değiştirdiğini (Napolyon, Fatih Sultan Mehmet) ve günlük hayattaki etkilerini ele alıyor.

Savaş Şafak Barkçin, “Bi’ De Buradan Bak” programının bu bölümünde; Doğu-Batı ikilemi, Batı’nın dayattığı etiketlerin kabulü ve bunun Osmanlı’dan günümüze uzanan etkilerini ele alıyor.

Serdar Tuncer “Biri Bir Gün” programının bu haftaki bölümünde, Hazreti Zülkarneyn’in tebdil-i kıyafet dolaşarak halkının durumunu bizzat gözlemlediğini ve adalet sistemini incelediğini anlatıyor.

Koray Şerbetçi ve Ozan Bodur, "Aslında Öyle Değil" programının bu bölümünde, Birinci Dünya Savaşı sırasında Medine savunmasını yürüten Çöl Kaplanı Fahrettin Paşa’nın hayatı ve Medine’nin savunmasına odaklanıyor.

Hayati İnanç, "Hayâtî Beyitler" programının bu bölümünde, Yozgatlı Fennî’nin 77 mısralık şiirinden yola çıkarak, insan ilişkilerinde dikkat edilmesi gereken noktaları ele alıyor.

Sadettin Ökten, Zevk-i Tahattur programının bu bölümünde, babası merhum Celaleddin Ökten’in hayatından ve onu şekillendiren çevreden bahsediyor. Çocukluğunda yaşadığı İstanbul’un, geleneksel değerlerin ve maneviyatın güçlü olduğu bir ortam olduğunu anlatıyor. Bu muhitin, babasının dostları, hocaları ve aile büyükleri aracılığıyla kendisini nasıl biçimlendirdiğini, ahlaki değerler, bilgi ve görgü kazandırdığını vurguluyor. Aile büyükleri ve hocalarıyla olan ilişkilerinin, kendisine hayatında rehberlik eden önemli bir unsur olduğunu belirtiyor.

Serdar Tuncer “Biri Bir Gün” programının bu haftaki bölümünde, Müslümanlar için zengin olmanın yollarını İslamî perspektiften ele alıyor. Programda, zenginliğin sırrının Allah rızası doğrultusunda çalışmak, zekat vermek, sadaka (tasadduk) yapmak, şükretmek ve anne-baba duasını almak olduğu vurgulanıyor. Hadisler ve ayetlerden örnekler vererek, dünya malının peşinden koşmanın değil, Allah’ın yolunda çalışmanın önemi anlatılıyor. Ayrıca, muttaki (Allah’tan sakınan) olmanın ve Allah’ın rızasını gözetmenin zenginliğe giden yolda kilit rol oynadığı belirtiliyor.

Hayati İnanç, "Hayâtî Beyitler" programının bu bölümünde, Mustafa Mânevî Efendi’nin bir naatını, Kudsî Hadisler ışığında inceliyor. Şiir, Allah’ın gizli hazine olarak varoluşundan, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) alemlere rahmet olarak zuhuruna kadar olan süreci, sevgi ve muhabbet ekseninde ele alıyor. Programda, sevginin önemi vurgulanırken, Batı medeniyetinin sevgi anlayışına eleştirel bir bakış açısı sunuluyor. Son olarak, şairlerin eserlerinin, özellikle naat ve manzumelerin, inanç hayatımızda rehber olabileceği belirtiliyor.

Dr. Ömer Demirbağ, “Ya Ben Öleyim mi Söylemeyince” programının bu bölümünde, ölümün hakikatini tasavvufî bakış açısıyla ele alınıyor. Ölmeden önce ölmek, Allah’a teslim olmak ve ölümün gerçekliğini yaşamak olarak tanımlanırken, şehitlerin ise ölmüşken ölmeyenler olarak nitelendirildiği belirtiliyor. Konuşmada ölüm korkusu, ölümün bilinmezliği ve Allah’ın rahmeti üzerine duruluyor. Yunus Emre Hz. ve diğer şairlerin/mutasavvıfların ölüm hakkındaki görüşleri örneklendiriliyor. Son olarak, ölümün kaçınılmazlığı ve ölüm sonrası hesap gününe hazırlıklı olmanın önemi vurgulanıyor.