Dr. Ömer Demirbağ, “Ya Ben Öleyim mi Söylemeyince” programının bu bölümünde, Şeyh Galip tarafından Mevlana Celaleddin Rumi’ye ithaf edilmiş bir gazeli ve bu gazelin taşıdığı derin tasavvufi anlamları ele alıyor.Şiirde sükutun önemi, sözün yetersiz kaldığı anlar, Mevlana’ya duyulan derin sevgi ve minnettarlık vurgulanmaktadır. Ayrıca, tasavvuftaki kemal mertebeleri ve sessiz zikrin (sükutun) önemi üzerinde durulmaktadır. Programda, şiirin beyitleri detaylı bir şekilde yorumlanarak, anlamlarının açığa çıkarılması amaçlanmıştır.🌟 Programda Öne Çıkanlar 🌟📜 Şeyh Galip’in Mevlana’ya olan derin bağlılığı ve minnettarlığı: Şiir, Mevlana’ya duyulan büyük sevgi ve saygıyı, onun rehberliğinin önemini ve Şeyh Galip’in manevi yükselişinde Mevlana’nın rolünü vurgular.🙏 Sükutun (sessizliğin) önemi ve sözün yetersizliği: Şiirde, sözlerin anlatmaya yetmediği, sükutun (sessizliğin) daha etkili bir anlatım biçimi olduğu vurgulanır. Tasavvufta sükutun, Allah’a yakınlaşmanın bir yolu olarak ele alındığına değinilir.💫 Tasavvufi mertebeler ve fenafişşeyh makamı: Programda, tasavvuftaki kemal mertebeleri (fenafişşeyh, fenafirresul, fenafillah) anlatılır ve Şeyh Galip’in Mevlana’ya olan bağlılığının fenafişşeyh makamına uygunluğu üzerinde durulur.📚 “Efendi” kelimesinin anlamı ve tartışması: “Efendi” kelimesinin kökeni ve farklı anlamları üzerinde durularak, Şeyh Galip’in Mevlana’yı “Efendim” diye hitap etmesinin tasavvufi bağlamdaki anlamı açıklanır.🌌 Mevlana’nın şiirinin ve tasavvufunun Türk kültürüne etkisi: Mevlana’nın şiirinin ve tasavvuf düşüncesinin Türk kültürüne, edebiyatına ve özellikle Divan edebiyatına olan derin etkisi vurgulanır.daha fazlası videomuzda...Gelin, Beraber Yürüyelim...