“Affective polarization”: Duygusal kutuplaşma…
İnsanların fikirler üzerinden değil, duygular üzerinden ayrışması demek.
Mesele artık, “ne düşünüyorsunuz” sorusu değildir, “kimi seviyorsunuz, kimden nefret ediyorsunuz” tavrıdır.
Tartışma atmosferi yaratmak mümkün değildir. “Sen kötüsün ve tehlikesin” kalıbı dışına çıkılamaz. Yalan, karşı tarafı kötü gösteriyorsa sorgulanmaz bile…
Muhalif bilgi peşinen reddedilir. Gazetecilik “taraflı” sayılır.
Burada artık argüman-olgu yok, duygu vardır! Muhalif tarafın söylediği doğru bile olsa reddedilir.
İktidarın taktiği bellidir; duygusal kutuplaşma ile kendi tabanını sıkı sıkıya bağlamak:
-“Kazanamazsak ülke biter.”
-“Karşı taraf gelirse felaket olur.”
Böylece başarı değil, korku oy getirir.
Peki iktidarın bu stratejisi her daim başarı getirir mi? Hayır. Yazdım nedenini...