Her hafta birbirinden farklı hikayeler ile izleyicilerini kıssadan hisse almaya davet eden Serdar Tuncer, bu hafta Biri Bir Gün'de "Kıssaları Anlama Kılavuzu" isimli bölüm ile sizlerle buluşuyor. Kıssaları anlamayanlar ve lâf edenlere nasihatleriyle dikkat çekiyor.
Serdar Tuncer bu bölümde başlıca şunları anlattı:
Selamünaleyküm erenler, erenlere gönül verenler, onları sevenler, laf ettirmeyenler hatta ve hatta insanlardan gelen cevrü cefaya, zulüme tahammül etmenin Allah (c.c) ve Rasul'ünün (s.a.v) bir emri, güzel ahlâkın bir gereği olduğunu bilenler.
Ötesini de söyleyeyim. Bilmekle yetinmeyip bunun hakkınıda verebilenler. Çünkü insan bazen bazı şeyleri bilirde, iş hakkını vermeye gelince veremez. E o zamanda adama sorarlar. Bilmek dediğin şey ne işe yarıyor. Bildin bildin de me oldu. Niye böyle bir merhaba ile başladım programa. Geçen hafta sosyal medyayı takip edenler bilecekler, bir hadise patlattılar. Mal bulmuş mağribi gibi yüklendiler üstüne. Önce tebessüm ettim, güldüm geçtim. Sonra azıcık huzursuz oldum, sonra aman dedim sonra aman deme ve bununla alakalı bir şeyler söyle diye Serda Tuncer ile hasbihal ettik. İş geldi, onu söylemeye. Mevzu şu;
Biri bir günlerde anlattığımız bir kıssayı, içindem bir bölümü alıp, iyice de yaklaştırıp, o bölümde akıllarına denk düşmediği için bırakın bu mavalları, niye hikaye anlatıyorsunuz millete, bunun dinde yeri var mı filan, böyle derdi bağcıyı dövmek olan adamlar. Üzüm ile bağ ile alakaları yok. Bağcıyı dövmek için bir şeyler yapıyorlar. Yapsınlar Serdar'a bu yapılabilir, canları sağ olsun. Fakat üzüldüğüm şu...
Devamı videomuzda...
Gelin, Beraber Yürüyelim...