Enam Suresi 128. O gün (Allah), onların hepsini (huzurunda) toplayacak: “Ey cinler (şeytanlar) topluluğu! İnsanlarla (onları azdırmak suretiyle) çok uğraştınız.” (diyecek). İnsanlardan onların dostları da: “Ey Rabbimiz! (Biz) birbirimizden faydalandık ve bize tayin ettiğin ecelimize eriştik.” diyecek. O’da buyuracak ki: “Öyleyse Allah’ın dilediği (müddet)dışında yeriniz, içinde sürekli kalmak üzere ateştir. Şüphesiz ki Rabbin, tam hüküm ve hikmet sahibidir, hakkıyla bilendir.”
Enam Suresi 129. İşte kazanmakta oldukları (günahlar) yüzünden zalimlerin bir kısmını, diğerlerinin başına diker/peşine takarız (o da onu felâkete götürür).
(Bu âyet zalimler için bir açık tehdittir. Gerek günahlarla nefse zulüm gerek yönetimde, gerek ticaretinde insanlara zulüm; yani zulmün her türlüsü bu âyetin içine girmektedir. Zalimler de kurtulacak değillerdir.)
Enam Suresi 130. Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden, size âyetlerimi tebliğ eden ve (kıyamette) bugününüze kavuşmak hususunda sizi uyaran peygamberler gelmedi mi? Onlar: “(Kabahat bizde, biz) kendi aleyhimize şahidiz.” derler. İşte dünya hayatı onları aldattı; hakikaten onlar inkârcı olduklarına (dair) kendi aleyhlerine şahitlik ettiler.
Enam Suresi 131. Bu (peygamberleri gönderme hususu), şunun içindir ki: Senin Rabbin, halkı habersiz iken (uyarılmamışken), memleketleri haksız yere helak edici değildir.
Enam Suresi 132. Herkes için yaptıklarına göre (türlü türlü) dereceler vardır. Rabbin onların yaptıklarından habersiz değildir.
Enam Suresi 133. Rabbin, hem hiçbir şeye ihtiyacı olmayan, hem de merhametli olandır. Dilerse sizi ortadan kaldırır; sizi başka bir toplumun soyundan yarattığı gibi, sizden sonra da dilediğini yerinize getirir.
Enam Suresi 134. Size vaadedilen (isyanınızdan dolayı sizi helak edip yerinize dilediği başka milleti getirmesi, kıyametin kopması, tekrar dirilme, haşr ve hesap günü gibi) şeyler muhakkak gelecektir. Siz, onun önüne geçemezsiniz.
Enam Suresi 135. (Resûlüm!) De ki: “Ey kavmim! Gücünüzün yettiğini sonuna kadar yapın; muhakkak ki ben (vazifemi) yapmaktayım. (Dünya) yurdun(un) sonu kimin lehine olacak yakında bileceksiniz. Muhakkak ki zulmedenler kurtuluşa eremezler.”
Enam Suresi 136. Onlar Allah’ın yarattığı ekin ve hayvanlardan O’nun için bir pay ayırdılar da kendi boş zanlarınca: “Şu Allah’ın, şu da (tapınmada O’na) ortak yaptığımız (putlar)ın.” dediler. Ortakları için ayrılanlar Allah’a ulaşmaz ama Allah için ayrılan o (hisse, “Allah zengindir” diye put edindikleri) ortaklarına gider (onların hissesine katılır)dı. Verdikleri hüküm ne kötüdür!
(Câhiliye Arapları’ndan Havlanlı müşrikler, mahsul ve hayvanlardan bir kısmını Allah ile putları arasında bölüştürürlerdi. Allah için ayırdıklarını misafir ve fakirlere sarf ederler, putları için ayırdıklarının gelirlerini ise onların huzurunda kurban, âyin vs. için harcarlar, kendileri de faydalanırlardı. Eğer Allah için verilmek üzere ayrılanlar putlarınkinden daha iyi veya fazla olursa, putlarınki ile değiştirirler, yahut fazlasını putlarınkine katarlardı. Putlara ayrılan daha iyi ve fazla çıkarsa aynen kalırdı.[22] İşte bu âyete göre, put ve benzerlerini Allah’ı sever gibi sevme (2/165), ona bağlanma, tapınma, aynı zamanda kendi menfaatlerini güvenceye almak için de onları ayakta tutmaya yarayan bu tür âdet ve harcamalar, şirk ve müşrikliktir. İşte müşriklerin en belirgin vasıfları görünürde Allah’ı tanımalarına rağmen fiilen putları, Allahu Teâlâ’dan öncelikli ve önemli saymalarıdır. 28/63. âyete göre, aslında bunlar, kendilerine tapmaktadırlar.)
Enam Suresi 137. Bir de onların ortakları (olan o putlara hizmetle görevli kâhinler), onları helake sevketmek ve dinlerini karıştırıp bozmak için, müşriklerden çoğuna (kız) çocuklarını öldürmeyi hoş (bir şey gibi) gösterdiler. Allah dileseydi (kendi iradelerine bırakmasaydı) bunu yapmazlardı. O halde onları uydurdukları şeylerle başbaşa bırak.
Enam Suresi 138. Onlar, (boş) zanlarına göre: “(İlâhlarımıza ait olan) bu hayvanlar ve ekinler haramdır. Onları bizim dilediklerimizden başkası yiyemez, birtakım hayvanların sırtları(na binmek veya yük vurmak) da haramdır.” dediler. Birtakım hayvanlar da vardır ki (Allah emrediyor diye) O’na iftira ederek, üzerine Allah’ın ismini anmazlar (besmelesiz keser veya öldürürler). O da, onları iftira ettikleri şeyler yüzünden cezalandıracaktır.
Enam Suresi 139. Yine dediler ki: “Bu hayvanların karnındakiler (canlı doğarsa) erkeklerimize helal, kadınlarımıza haramdır. Eğer o ölü (doğar) ise hepsi on(u yeme)de ortaktırlar.” Allah onlara, böyle nitelendirip ayırt etmelerinin cezasını verecektir. Şüphesiz ki O, mutlak ilim ve hikmet sahibidir, hakkıyla bilendir.
Enam Suresi 140. Bilgisizlik yüzünden beyinsizce (kız) çocuklarını öldürenler ve Allah’ın kendilerine (helal olarak) rızık verdiği şeyleri Allah’a iftira ederek haram yapanlar, muhakkak ki (dünya ve âhirette) ziyana uğradılar. Onlar gerçekten saptılar ve doğru yolu da bulacak değillerdir.