Her hafta birbirinden farklı hikayeler ile izleyicilerini kıssadan hisse almaya davet eden Serdar Tuncer, bu haftanın Biri Bir Gün'ünde Altun Silsile'nin üçüncü incisi Selman-ı Farisî'nin (r.a) müslüman oluş hikayesini anlatıyor.
Serdar Tuncer başlıca şunları anlattı:
Selamünaleyküm erenler, erenlere gönül verenler, onları sevenler hiç olmazsa laf ettirmeyenler ve dahi erenler silsilesinin üçüncü halkası Selman- Farisi'ye (r.a) muhabbet beslemenin Allah Resulü'nü (s.a.v) sevmeye açılan bir kapı olduğunu yakinen bilebilenler.
Niye öyle Nebi, Sıddıki, Selman, Kasım, esti Cafer'i Tayfur hep böyle devam ediyor.
Selman- Farisi (r.a) fendimiz, sisilenin Hz. Ebubekir'den (r.a) sonra ki üçüncü halkası. Çok büyük çileler çekerek müslüman olmuş. Hani aramış, dert etmiş, bedel ödemiş, ızdırap çekmiş ve yaşadığı onca imtihanın gönlünde ki bu kadar büyük iştiyakın, ödediği o kadar çok bedelin, karşılığında Cenab-ı Hakk'ın (c.c) onu Efendimiz aleyhisselatü vesselamın dilinden çok güzel bir ifade ile müjdelemiş, oralara geleceğim ama önce Hz. Selman'ın müslüman oluş öyküsünü onun anlattığı usul ile ifade etmeye gayret edelim.
Selman- Farisi (r.a) kırklı yaşlarında, ateşperest mecusi bir babanın evladı. Babası onu çok seviyormuş. Gözünün önünden bir an olsun ayrılsın istemezmiş ve mecusilik yolunda da çok böyle gayretli o ateşgede diyorlar. Ateşgede; ateşe taptıkları mekanda, oradaki ateşin sönmemesi ve yakılması, oranın temizlik vs. işlerini de ona vermişler.
Hazreti Selman o zaman inandığı yol için de önde gelenlerden birisi fakat içine sinmeyen bir şeyler var. Bu içine sinmeyen şey, zannedilir ki Selman'ın içine sinmiyor da, bazen Allah-u Teâlâ kuluna bir şey vermeyi murat eder, bazen kul bir şey ister ona mürid diyorlar isteyen, bazen de Allah kuluna bir şey vermeyi murad eder. Hidayet babında o kişiye de murad diyorlar.
Devamı videomuzda...
Gelin, Beraber Yürüyelim...