Dr. Ömer Demirbağ, “Ya Ben Öleyim mi Söylemeyince” programının bu bölümünde, haya ve edebin önemini, Allah’ın bu özelliklere verdiği değeri ve bunların bir toplumun ahlaki yapısı üzerindeki etkisini vurguluyor.Demirbağ, hadisler ve Kur’an ayetlerinden örnekler vererek haya ve edebin, kişinin dünyada ve ahirette mutluluğunu sağladığını, Allah’ın rızasını kazandırdığını savunuyor. Ayrıca, geçmiş ümmetlerin haya ve edebi kaybetmesinin yıkıma yol açtığını belirterek, günümüz toplumunda da bu özelliklerin aşınmasının olumsuz sonuçlarına dikkat çekiyor. Tasavvuftaki bazı büyüklerin haya ve edep anlayışlarından örnekler vererek, bu özelliklerin insanı yücelten birer erdem olduğunu vurguluyor.🌟 Programda Öne Çıkanlar 🌟😇 Haya ve Edep: Konuşmanın temel konusu, haya ve edebin önemini vurgulamak ve bunların Allah katındaki değerini açıklamak. Haya ve edebin, insanı güzelleştiren, toplumda saygınlık kazandıran ve Allah’ın rızasını kazandıran önemli erdemler olduğu belirtiliyor.🙏 Allah’ın Rızası: Haya ve edepli olmanın Allah’ın en çok sevdiği hallerden biri olduğu, Hadis-i Şeriflerle desteklenerek anlatılıyor. Günah işledikten sonra tövbe edip Allah’a yönelmek, Allah’ın en çok hoşuna giden davranış olarak gösteriliyor.📖 Kur’an ve Hadislerden Örnekler: Konuşmada, Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şeriflerden birçok örnek verilerek haya ve edebin önemi destekleniyor. Lokman Suresi’ndeki Lokman (a.s)’ın oğluna nasihatleri ve Hz. Osman’ın haya ve edep örneği anlatılıyor.💔 Haya Eksikliğinin Sonuçları: Geçmiş ümmetlerin haya ve edebi kaybetmesinin felakete yol açtığı, günümüzde de bu özelliklerin aşınmasının olumsuz sonuçlar doğurduğu vurgulanıyor. Utanma duygusunun kaybedilmesinin, toplumsal ahlakın bozulmasına ve yıkıma neden olduğu belirtiliyor.✨ Tasavvuftaki Örnekler: Konuşmada, tasavvuftaki bazı büyüklerin haya ve edep anlayışlarından örnekler veriliyor. Hz. Davud-ı Tai ve Hz. Veysel Karani gibi zatların hayatlarından örnekler verilerek, haya ve edebin ulaşılması gereken yüksek bir mertebe olduğu gösteriliyor.daha fazlası videomuzda...Gelin, Beraber Yürüyelim...