Dr. Ömer Demirbağ, “Ya Ben Öleyim mi Söylemeyince” programının bu bölümünde, Mevlana Celaleddin Rumi’nin kimliği ve yanlış anlamaları ele alınıyor. Mevlana’nın sadece bir şahıs değil, bir sıfat olduğunu, yüzyıllardır çeşitli ideolojiler tarafından kendi amaçları doğrultusunda yorumlandığını ve gerçek kimliğinin kaybedildiğini vurgulanıyor.Demirbağ, Mevlana’nın eserlerini doğrudan okuyarak anlaşılması gerektiğini, yanlış yakıştırmalardan uzak durulması gerektiğini savunuyor. Mevlana’nın İslam alimi, gönül sultanı, şair ve mürşid-i kamil yönleri vurgulanırken, hümanist olarak yanlış tanımlanmasının eleştirisi yapılıyor. Şems-i Tebrizi ile tanışmasının Mevlana’nın hayatında büyük bir dönüm noktası olduğu ve şiiri yeniden keşfetmesine yol açtığı belirtiliyor.🌟 Programda Öne Çıkanlar 🌟📜 Mevlana’nın yanlış yorumlanması: Mevlana’nın farklı ideolojiler tarafından kendi amaçları doğrultusunda kullanıldığı ve gerçek kimliğinin kaybedildiği vurgulanıyor. Hümanist olarak tanımlanmasının yanlışlığı örneklerle açıklanıyor.📚 Mevlana’yı anlamak için eserlerini okumak: Mevlana’yı anlamak için doğrudan eserlerini okumak ve Farsça öğrenmenin önemi vurgulanıyor. Yazılan yorumlar yerine Mevlana’nın kendi sözlerine odaklanılması gerektiği belirtiliyor.✨ Şems-i Tebrizi ile karşılaşmanın etkisi: Şems ile tanışmasının Mevlana’nın hayatında büyük bir dönüşüm yarattığı, şiiri yeniden keşfetmesine ve büyük bir şair olmasına yol açtığı anlatılıyor.🕌 Mevlana’nın gerçek kimliği: Mevlana’nın İslam alimi, gönül sultanı, mürşid-i kamil ve büyük bir şair olduğu vurgulanıyor. Yanlış anlamaların düzeltilmesi için gerçek kimliğinin vurgulanması amaçlanıyor.🤔 Mevlana’nın isminin ticari amaçlı kullanımı: Mevlana’nın isminin ticari amaçlarla (örneğin “Mevlana Kebap Salonu”) kullanılmasının tasavvuftaki edep anlayışıyla bağdaşmadığı eleştiriliyor.daha fazlası videomuzda...Gelin, Beraber Yürüyelim...