Yergoviç, kuşatma altındaki insanları, ortamları kusursuz bir olgunlukla çıkarıyor okur karşısına. Yazdıklarının bu yönü, duygu sömürüsü örneklerinin bolca olduğu edebiyatta, başka bir noktaya taşıyor onu. Savaşın, “dil”i “ses”i yok ettiği bir ortamda savaşı güçlü bir biçimde anlatıyor. Onun öykülerinde savaş, yalnızca yıkımlarıyla değil, geride bıraktıklarıyla, hafızadaki yeriyle de sarsıcılığını sürdürüyor.
Milenko Yergoviç’in Saraybosna Marlborosu, usulca ilerleyen, söyleyeceğini sessiz ama tesirli bir biçimde söyleyen öykülerden oluşuyor.