İlginç ve önemli deneyler üzerindeki yazı serimizin üçüncüsün de yine davranışsal bir deneye değineceğiz. Milgram deneyi olarak adlandırılan ve otoritenin isteklerine uyumu değerlendiren bu deney Yale Üniversitesinden Stanley Milgram tarafınca gerçekleştirilmiş.
Milgram deneyi, insanların otorite sahibi bir kişi veya kurumun isteklerine, kendi vicdani değerleriyle çelişmesine rağmen itaat etmeye ne ölçüde istekli olduklarını ölçme amacını güden bir deneyler dizisinin genel adıdır. Bu çalışma ilk olarak 1963'te Journal of Abnormal and Social Psychology dergisinde yayınlandı1 ve 1974'te Obedience to Authority; An Experimental View isimli kitapta detaylandırılmıştır.
Bu deneylerin yapılmasına o dönemdeki yahudi soykırımı nedenli nazi suçlularının yargılanması neden olmuş. Deneylerde cevabı aranan soru ise ''Kişilerin davranışlarının sadece verilen görevi yerine getirme olarak mı algıladıkları yoksa işbirliği olarak gördükleri mi?'' idi.
Milgram Deneyi
Deneyin her oturumunda üç kişi yer aldı:
Her seansta, aşağıda şematize edildiği şekilde; T (Teacher) ile gösterilen ve deneyin ana konusu olan 'Öğretmen'; L (Learner)ile gösterilen 'Öğrenen' ve E (Experimenter) ile gösterilen 'Araştırmacı' lar bulunuyordu
Deneyin şeması
Araştırmacı bu çalışmada otoriteyi temsil etmektedir ve bunu çağrıştırması için beyaz önlük ile katılması sağlanır. Ayrıca, 'Araştırmacı' katılımcılara deneye katılımları için yapılacak ödemenin, sonuç ne olursa olsun yapılacağını açıklar.
Deneye gönüllü olarak dahil edilen ve çalışmanın asıl denekleri olan 'Öğretmen (T)' lere cezanın ezberleme üzerinde ki etkisinin inceleceği ve yanlış cevaplarda artan tarzda şok vermeleri gerektiği söylenir. Gerçekte ise 'Öğrenen (L)' kişiler aktördür ve şok verildiğince acı çekmekte gibi rol yapacaklardır ancak 'Öğretmen' bunu bilmemektedir.
Deneyden başlamadan önce katılımcılara sanki rastgele belirleniyormuş etkisi yaratmak için üzerinde roller yazılı iki kağıttan birini rastgele seçmeleri istenir. Gerçekte iki kağıtta da, 'öğretmen' yazmaktadır, yani denek olacak kişinin mutlak suretle şok verecek rolü üstlenmesi sağlanır. Önceden ayarlanmış aktör ise 'Öğrenen' konumuna yerleştirilir. Öğretmen ile öğrenen iletişime geçebilecek ancak birbirini göremeyecek şekilde farklı alanlara yerleştirilir.
Öğretmen rolündeki kişiye, deney öncesinde öğrenenlere uygulayacağı söylenilen bir şok verilir, bu sayede karşı tarafa hissettireceği acıyı deneyimlemesi sağlanır. Sonrasında, kendisine birkaç kelime verilir ve bu kelimeleri karşıya öğretmesi istenir.
Listedeki sözcükleri 'Öğrenen' e okur sonrasında o kelimeyle eşleşebilecek 4 şık okur. Eğer ki aktör, hatalı şıkkı seçerse, 'öğretmen' in kendi eliyle elektrik şoku vermesi gerekmektedir. Elektrik şokunun şiddeti 15 volttan başlayarak, her yanlış cevapta 15 volt arttırılacaktır. Soruya doğru yanıt alınması durumunda, öğretmen bir sonraki soruya geçecektir. Şoklar; hafif şok ile TEHLİKE: Şiddetli Şok arasında değişen işaretler içermektedir.
Denekler, her yanlış cevap için gerçek şoklar verdiğine inanıyordu. Sahte şokların voltajı arttıkça, 'öğrenen' kendisini öğretmenden ayıran duvara tekrar tekrar vurmak gibi sesli protestolar yapmaya başladı. Öğrenen her durumda önceden belirlenmiş bir ses çıkarır veya kelime söyler, en yüksek voltajlara ulaşıldığında susar.
Denekler (öğretmenler) herhangi bir zamanda deneyi durdurmak isterse, araştırmacı tarafınca belirli sözlü teşvikler verilmesi planlanır.
1 -Lütfen devam edin veya lütfen devam edin.2- Deney, devam etmenizi gerektiriyor.